Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına şiddet insanlığa ihanet!

Başkan Recep Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" dolayısıyla düzenlenen programda önemli açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde İsrail'e gereken baskının kurulmadığını söyleyen Başkan Erdoğan "Tepkilerin ölçüsünü mağdurlar ve faillerin kimliklerine göre ayarlayanlar o suça ortaktır" dedi. Öte yandan Türkiye'nin Gazze'nin yanında olmayı sürdüreceğinin altını çizen Erdoğan, dünyada ezberleri değiştireceklerini vurguladı. Aile kurumuna da vurgu yapan Başkan Erdoğan "Kadına şiddet insanlığa ihanettir" dedi..

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına şiddet insanlığa ihanet!
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına şiddet insanlığa ihanet! Admin
Bu içerik 240 kez okundu.
Advert

 Başkan Erdoğan: Dünyada ezberleri değiştireceğiz.

Giriş Tarihi: 25 Kasım 2025 14:39 Son Güncelleme: 25 Kasım 2025 17:29

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına şiddet insanlığa ihanet!

Başkan Erdoğan'dan İsrail'e sert tepki: "Rahatlarını bozmaya devam edeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına şiddet insanlığa ihanet! Son dakika haberi! Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" dolayısıyla düzenlenen programında önemli açıklamalarda bulundu. Kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede en ön safta yer alacağını bildiren Başkan Erdoğan, Gazze'ye ölüm yağdıran İsrail'in barbarlığına uluslararası tepkinin yetersiz kaldığını ifade etti. Erdoğan, "Biz Türkiye olarak ülkemizde olduğu gibi dünyada da kalıpları zorlamayı konformistlerin rahatını bozmaya devam edeceğiz. Zalimin de mazlumun da kimliğine bakmadan hakkı savunacak, hakikatleri her platformda gür bir seda ile haykıracağız." dedi.

Başkan Erdoğan’dan İsrail’e sert tepki: Rahatlarını bozmaya devam edeceğizBaşkan Recep Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" dolayısıyla düzenlenen programda önemli açıklamalarda bulundu. Dünya genelinde İsrail'e gereken baskının kurulmadığını söyleyen Başkan Erdoğan "Tepkilerin ölçüsünü mağdurlar ve faillerin kimliklerine göre ayarlayanlar o suça ortaktır" dedi. Öte yandan Türkiye'nin Gazze'nin yanında olmayı sürdüreceğinin altını çizen Erdoğan, dünyada ezberleri değiştireceklerini vurguladı. Aile kurumuna da vurgu yapan Başkan Erdoğan "Kadına şiddet insanlığa ihanettir" dedi.

Başkan Recep Tayyip ErdoğanBeştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" programına katıldı..Başkan Erdoğan: Dünyada ezberleri değiştireceğizCumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" dolayısıyla düzenlenen programda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eşref-i mahlûkat olan insana, hele hele kadına ve çocuğa karşı şiddet bir insanlık suçudur, insanlığa ihanettir. Kadına el kaldıranın eli de vicdanı da kararmıştır. Akıl, vicdan, ahlak ve izan sahibi hiçbir erkeğin de anne, eş, kardeş, evlat olarak hayatı paylaştığı kadınlara karşı menfi bir tutum içinde olması düşünülemez." dedi

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları: "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın kıymetli mensupları, çok değerli hanımefendiler, kıymetli misafirler; sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olan 25 Kasım’da, bu anlamlı program vesilesiyle sizlerle birlikte milletin evinde, bu gazi mekânda bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum. Toplantımızı teşrif eden tüm hanım kardeşlerime kalpten teşekkürlerimi iletiyorum.Bugün burada, şiddet sebebiyle hayat yolculukları kesintiye uğramış, zorluklarla karşılaşmış, çoğu zaman gözyaşını içine akıtmış, derdini içine atmak zorunda kalmış tüm kadınlarla güçlü dayanışmamızı göstermek amacıyla bir aradayız."KADINA YÖNELİK ŞİDDET İNSANLIK SUÇU"

Öncelikle kadına yönelik şiddet eylemlerinde hayatlarını kaybeden tüm kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan gani gani rahmet diliyorum. Aynı şekilde şiddete uğramış, yaşadığı travmalar sebebiyle sıkıntı çekmiş, kadınlık onuru incinmiş tüm hanım kardeşlerime geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.Konuşmamın hemen başında bir noktanın altını önemle çiziyorum: Gerek Türkiye Cumhurbaşkanı olarak, gerekse iki kız evladı babası olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede en ön safta yer alacağımın bilinmesini isterim.Eşref-i mahlûkat olan insana, hele hele kadına ve çocuğa karşı şiddet bir insanlık suçudur, insanlığa ihanettirKadına el kaldıranın eli de vicdanı da kararmıştır. Akıl, vicdan, ahlak ve izan sahibi hiçbir erkeğin de anne, eş, kardeş, evlat olarak hayatı paylaştığı kadınlara karşı menfi bir tutum içinde olması düşünülemez.“Önce insan” diyen, devlet felsefesinin temeline insanı yerleştiren, özellikle de cenneti annelerin ayakları altına seren bir inancın mensupları olarak böylesi bir tavır zaten bize yakışmaz. Bu konuda siyasi hayatım boyunca büyük bir hassasiyet ve kararlılık içinde oldum. İnşallah bundan geri adım atmayacağız.

Kadınların da kendi meselelerine daha fazla sahip çıktığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. Her türlü şiddetin mağduru olan kadınlar itirazlarını yükselttikçe, inşallah değişim çok daha hızlı gerçekleşecektir. Sizler bu şekilde sağlam ve dirayetli durdukça, biz de sizden aldığımız güç, cesaret ve ilhamla çok daha ileri adımlar atmayı sürdüreceğiz.

Değerli hanımefendiler, çok değerli kardeşlerim; açıkça söylemek gerekirse, kadına ve çocuğa şiddet sorununu rakamlar veya istatistikler üzerinden konuşmayı doğru bulmuyorum. Bunun sebebi, Türkiye’nin bu meselede başkalarına kıyasla daha kötü bir durumda olması değildir. Tam tersine, Avrupa ülkelerine göre biz çok çok ilerideyiz.

"GAZZE'DE ŞEHİT OLANLARIN 3'DE İKİSİ KADIN VE ÇOCUK"

Bize örnek gösterilen Avrupa ülkelerinin yapmadığı, yapamadığı önleyici ve koruyucu düzenlemeleri hayata geçirmiş bir ülkeyiz.

Kadınlarla birlikte verdiğimiz mücadele sayesinde bu alanda büyük bir paradigma değişimine imza attık. Birazdan hukuki, idari ve iş hayatında yaptığımız düzenlemeleri sizlerle kısaca paylaşacağım. Burada mesele asla istatistikler veya istatistiki oranlar değildir. Burada esas mesele candır; yaradılmışların en şereflisi olan insandır. Merhum Neşet Ertaş’ın “Kadınlar insandır, biz insanoğlu” dediği o yüce ruhtur.

Bir defa şunun anlaşılmasını isterim: Tek bir hanım kardeşimiz bile şiddete uğruyor, şiddet kurbanı oluyorsa bu, bizim için küçük kıyametin koptuğunun habercisidir. Gazetelerde okuduğumuz haberlerde, seyrettiğimiz her bir şiddet olayının aslında yarım kalmış bir insan hikâyesine, öksüz kalmış bir çocuğa, evlat acısı hiç dinmeyen anne babaya, sönüp giden hayallere tekabül ettiğini aklımızdan bir an olsun çıkaramayız.

Adına hüzün vericidir; istatistikler arasında kaybolmasına müsaade edilmeyecek kadar değerlidir. Biz meseleye bu zaviyeden, yani tamamen insan merkezli bakıyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede elde ettiğimiz tüm başarılara rağmen, şiddeti sıfırlayamamanın üzüntüsünü her müessif olayda hissediyoruz.

Kıymetli misafirlerimiz, elbette bunları açık yüreklilikle ifade ederken şu gerçeğin de farkındayız: Dünyada her gün binlerce insan, bilhassa kadın ve çocuklar, farklı sebeplerle fiziki ya da psikolojik şiddete uğruyor.Örneğin Avrupa’da her yıl 2.300 kadın, eşleri veya eski eşleri tarafından acımasızca öldürülüyor. Keza çatışma ve savaşların yükünü de en fazla kadın ve çocuklar çekiyor. İsrail’in son iki yılda Gazze’de katlettiği çocukların sayısı 20 binin üzerinde. Gazze soykırımında şehit olan 70.000 Filistinlinin üçte ikisini maalesef kadın ve çocuklar oluşturuyor.Bunlar, vicdan sahipleri için son derece ürkütücü rakamlardır. İnsanlıktan nasibini almış bir kimse bu trajedilere kayıtsız kalamaz.Hal böyleyken uzun süredir üzüntü ve utanç verici bir çifte standartla karşı karşıyayız. Gazzeli kadınlara yönelik barbarlık, son iki yılda şahit olduğumuz üzere hak ettiği tepkiyi görmedi. Failin ve mağdurun kimliği, verilecek tepkinin dozunu burada da belirledi. İsrail’in işlediği cinayetlerin vehametiyle orantılı bir baskı ne yazık ki kurulmadı. Bunun vicdanlarda açtığı yarayı en iyi, şu an bu salonda bulunan Gazzeli kardeşlerimiz biliyor.

Başkan Erdoğan'dan İsrail'e sert tepki:

"GAZZE'NİN CESUR KADINLARINI SELAMLIYORUM"

Burada çok açık ve net söylüyorum: Tepkilerinin ölçüsünü mağdurlar ve faillerin kimliklerine göre ayarlayanlar, o suçu işleyenler kadar zulme ve adaletsizliğe ortak olmuşlardır. Şunun da bilinmesinde fayda görüyorum: Kadına ve çocuğa şiddeti belli bir bölgeye, ülkeye veya topluma mal eden yaklaşımlar, sorunun çözümüne değil, kronikleşmesine sebep oluyor.

Aynı çevreler, Gazzeli kadınları görmedikleri gibi bugün popüler kültürün mağdur ettiği kadınları, kapitalist sistemin vahşi dişlileri arasında ezilen kadınları, moda sektörünün metalaştırdığı kadınları da görmezden geliyor.

Oysa kadınların can, mal ve onuruna yönelik her saldırı; aması, fakatsızı olmadan karşı durulması gereken insanlık dışı bir eylemdir. Bunlarla mücadele etmek de insan olarak birbirimize karşı görevimizdir. Kadına şiddet gibi özünde insani bir meselenin ideolojik kavgalara meze yapılmasını, mevzi savaşlarına alet edilmesini bizler tasvip etmiyoruz.

Gazze soykırımının bu konuda küresel düzeyde bir öz eleştiriye vesile olmasını diliyorum. Biz Türkiye olarak ülkemizde olduğu gibi dünyada da kalıpları zorlamaya ezberleri değiştirmeye konformistlerin rahatını bozmaya devam edeceğiz. 

Kardeşlerim, unutmayın: Zalimin de mazlumun da kimliğine bakmadan hakkı savunacak, hakikatleri her platformda gür bir seda ile haykıracağız. Bir kardeşiniz olarak sizlere sesleniyorum; Türkiye bugüne kadar hep yanınızda oldu, inşallah hep yanınızda olacağız.

Buradaki kardeşlerimin şahsında Gazze’nin cefakâr, fedakâr ve her biri direniş abidesi olan cesur kadınlarını bir kez daha saygıyla selamlıyor, şehitlerimizi rahmetle yâd ediyorum.

Değerli dostlarım, çok değerli kardeşlerim; toplumun temeli olan ailenin de sosyal hayatın kilit taşı kadındır. Eğer kadın mutluysa aile mutludur. Eğer kadın huzurluysa o ailede huzur vardır. Kadına yönelik şiddet, en başta aileye, ailenin huzuruna, mutluluğuna, geleceğine vurulmuş menfur bir darbedir.

Erdoğan, dünya ülkelerinin İsrail'e gereken baskıyı kurmadığını ifade etti (AA)"BU YILI AİLE YILI İLAN ETTİK"

Şurası bir gerçektir ki bizim kültürümüzde aile, mahremiyeti olan bir yapıdır. İşte bu yıl ilan ettiğimiz gibi “Aile Yılı” olarak ilan ettik. Bir evin giriş veya bahçe kapısından ötesi, kişinin mahremi olarak görülür. Ama zulüm varsa, haksızlık varsa, şayet kadına ve çocuğa yönelik şiddet söz konusuysa burada artık aile mahremiyetinden söz edilemez. Çünkü şiddet, kişiyle sınırlı bir hadise değildir. Şiddet tüm toplumu ilgilendiren, tüm toplumu enfekte eden bir meseledir.Müdahale edilmeyen her şiddet olayı toplumda mayalanıyor, zamanla büyüyor, maalesef başka insanlara da sirayet ediyor. Şiddetin olumsuz etkilerine özellikle çocuklarda daha fazla şahit oluyoruz. Erken yaşlardan itibaren şiddetle karşılaşan, şiddete maruz kalan çocuklar, daha sonradan meselelerini şiddetle çözmeye meyil ediyor.

Bu tür sorunları engellemenin yolu; sevginin, saygının, hoşgörünün ve dayanışmanın sembolü olan aile kurumuna sahip çıkmaktan geçiyor. Aileye sahip çıkmak ise tüm bireylerin içinde huzur bulduğu güvenli bir çatı inşa etmek demektir. Aileyi, başta çocuklar olmak üzere herkesin yuvası hâline getirebildiğimiz ölçüde koruyabilir, yaşatabilir, istikbale güvenle taşıyabiliriz.

Değilse zaten ağır saldırı altındaki ailenin zemin kaybetmesine mani olamayız. Bakınız, bunu özellikle şunun için söylüyorum: Şehir hayatının sıkıntıları ve zorluklarıyla birlikte ailenin omuzlarına binen yük de artmaktadır.

Kadın ile erkek arasındaki rol dağılımının adaletli yapılması şarttır. Kadınların çalışma hayatında daha fazla yer aldığı bir tabloda, eski alışkanlıkların ve eski davranış kalıplarının aynen devam etmesi beklenemez.Bilhassa çocukların eğitimi ve yetiştirilmesinde, annenin yanı sıra babalara da önemli sorumluluklar düştüğüne inanıyorum. Herhalde babalar alınmıyor, değil mi? Dijital dünyadan doğan tehditler giderek artarken, çocuklara kol kanat germek sadece annelerin değil, babaların da birinci görevidir.

Bu konuda geçen hafta yaptığım çağrıyı bugün tekrarlıyorum: Hayatı paylaştığımız eşlerimize daha fazla destek olmamız gerekiyor. Evlat sahibi tüm babalarımızdan; eşlerine daha fazla yardımcı olmalarını, özellikle çocuklarının eğitimi ve yetiştirilmesi noktasında daha fazla yük almalarını, ellerini taşın altına daha fazla koymalarını istirham ediyoruz.

Kıymetli dostlar, Türkiye’nin son 23 yılda şiddet meselesi başta olmak üzere kadınların hak ve hukuklarının teslimi konusunda gösterdiği başarı ortadadır. “Sıfır tolerans” yaklaşımıyla kadına ve çocuğa yönelik şiddetle etkin bir şekilde mücadele ettik. İş hayatından siyasete, akademiden bürokrasiye her alanda kadınları güçlendirmenin gayretinde olduk.Burada birkaç çarpıcı rakamı sizlerle paylaşmak arzusundayım. Bakınız; 2002’de kadınların iş gücüne katılım oranı %27,9’du. 2025 Eylül ayı itibarıyla bu rakam %35,7’ye yükseldi. Aynı dönemde kadın istihdam oranı ise %25,3’ten %31,8’e çıktı.

2002 genel seçimlerinde kadın milletvekillerinin sayısı 24, kadın temsil oranı ise sadece %4,4’tü. 2023 Mayıs seçimleri ile kadın milletvekillerinin sayısı 119’a, temsil oranı ise 5 kat artarak %19,83’e yükseldi.

Kadın kamu çalışanlarının oranı da ciddi artış gösterdi. 2024 yılı itibarıyla %43,46’ya ulaştı. Bu başarıların altına imzalarını atan tüm hanım kardeşlerimizi şahsım ve milletim adına yürekten tebrik ediyorum.

Elbette sadece bunlarla sınırlı kalmadık. 2025’te Türk Ceza Kanunu’nda yaptığımız değişiklikle kadına yönelik şiddetin engellenmesinde kritik bir eşiğe adım attık. 2012 yılında 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u yürürlüğe koyduk.Yine aynı yıl nüfusu 100 bini geçen belediyelere konuk evi açma zorunluluğunu getirdik. 2014’te Ceza Kanunumuzda yapılan düzenleme ile cinsel suçlara yönelik cezaları artırdık. 2020’de 6284 sayılı Kanun kapsamında ihtisas mahkemelerini kurduk. 2021 ve 2022’de kadına karşı işlenen suçların cezalarını artırmak suretiyle caydırıcılığı güçlendirdik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına ve çocuğa karşı şiddet insanlık suçudur2023’te yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile bu konudaki kararlılık ve hassasiyetimizi yeniden vurguladık. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerimizin sayısını 86’ya çıkardık. Bakanlığımıza bağlı 112 kadın konuk evimiz, 81 ilimizde hizmet veriyor.

"ALO 183 HİZMETİNİZDE"

Sayısını 432’ye çıkardığımız sosyal hizmet merkezi şiddetle mücadele irtibat noktalarıyla koruyucu ve önleyici hizmetlerimizi ulaşılabilir kıldık. Alo 183 hattıyla, herhangi bir şiddet riski ile karşılaşan kadınların 7 gün 24 saat esasıyla yanlarında olmayı sürdürüyoruz. Kadın Destek Uygulamamız KADES aynı şekilde kadınların hizmetindedir. Birincil önleme faaliyetleri kapsamında, şiddetin henüz ortaya çıkmadan bertaraf edilebilmesi amacıyla 6,8 milyon kişiye eğitim verdik. Bütün bunların kıymetli kazanımlar olarak kadınların güvenli geleceklerine eşsiz katkılar sağlayacağını düşünüyorum.

Değerli hanımefendiler, kıymetli kardeşlerim; 2007’den bu yana kararlılıkla uyguladığımız kadına yönelik şiddetle mücadele ulusal eylem planlarımızın dördüncüsünü geride bıraktık. Beşinci ulusal eylem planını ise bugün yayımladığımız genelge ile yürürlüğe koyduk.Beş hedef, 15 strateji ve 130 faaliyet başlığından oluşan yeni planımızın kadınlar başta olmak üzere tüm milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. 2026–2030 dönemini kapsayan bu planla ilk hedefimiz, toplumun tüm kesimlerinde saygı kültürünü bir davranış biçimi hâline getirmektir. Bu çerçevede, şiddetsiz bir toplumun inşası için delile dayalı ve çok sektörlü politikalar geliştirecek, farkındalığı artırıcı toplum temelli müdahaleler yürüteceğiz. Güvenli kamusal, sosyal ve dijital alanların yaygınlaştırılması için geniş bir yelpazede çalışmalar gerçekleştireceğiz.

İkinci hedefimiz olan etkin hukuki koruma ve adalete erişim kapsamında, koruyucu ve önleyici tedbirlerin etkinliğini artıracak, ceza adaleti sisteminin güçlendirilmesini temin edeceğiz. “Risk odaklı ve uzmanlaşmış hizmetlerin etkili sunulması” başlıklı üçüncü hedef bağlamında, erken uyarı ve müdahale sistemlerini geliştireceğiz.Dördüncü hedefimizi, şiddete maruz kalan kadınlar ve çocukları için sağlanacak psikolojik, sosyal ve ekonomik desteklerle çok boyutlu ve sürdürülebilir bir güçlenme ekosistemi olarak belirledik. Eylem planının beşinci ve son hedefi ise, şiddet uygulayanlara yönelik davranışsal dönüşüm ve toplumsal katılımın sağlanmasıdır.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' programına katıldı (Fotoğraf: DHA)Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' programına katıldı (Fotoğraf: DHA)

Erdoğan, şunları kaydetti:

"4'üncü hedefimizi, şiddete maruz kalan kadınlar ve çocukları için sağlanacak psikolojik, sosyal ve ekonomik desteklerle çok boyutlu ve sürdürülebilir bir güçlenme ekosistemi olarak belirledik. Eylem planının 5'inci ve son hedefi ise şiddet uygulayanlara yönelik davranışsal dönüşüm ve toplumsal katılımın sağlanmasıdır. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planı'mızın bir kez daha hayırlı olmasını diliyor, Aile Bakanlığımız başta olmak üzere bu önemli belgenin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Planın tüm boyutlarıyla etkin bir şekilde tatbik edilmesini canıgönülden temenni ediyorum. Bir kez daha, 'kadına şiddet insanlığa ihanettir' diyorum." Programda, Başkan Erdoğan'a, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Gazze şeridinde yaşayan Filistinli kadın ressam Yasemin Esad Muhaysin tarafından hazırlanan "Hayatta Kalanların Gözyaşları" isimli tablonun replikasını takdim etti. Ressam Muhaysin'in gönderdiği videolu mesaj da izletildi. Muhaysin mesajında, "Gazze'nin ve çektiği acıların sesi olan herkese, özellikle de Gazze halkının ve içinde bulunduğu zor durumun her zaman yanında olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a içten teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına ve çocuğa karşı şiddet insanlık suçudurBakan Göktaş, Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a, geleneksel Filistin nakışı "tatreez" ile işlenen hediyeyi takdim etti.

"Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planı"nın tanıtım filminin de gösterildiği programa, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve Gazzeli kadınlar da katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kadına ve çocuğa karşı şiddet insanlık suçudurKadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planımızın bir kez daha hayırlı olmasını diliyor, Aile Bakanlığımız başta olmak üzere bu önemli belgenin hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Planın tüm boyutlarıyla etkin bir şekilde takip edilmesini canı gönülden temenni ediyorum.

Bir kez daha “Kadına şiddet, insanlığa ihanettir” diyorum. Bu düşüncelerle sizlere veda ederken her birinize saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun, kalın sağlıcakla.

 

Reklam
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a MCBÜ'de ‘Fahri Profesörlük' Unvanı
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a MCBÜ'de ‘Fahri Profesörlük' Unvanı
AK Parti Manisa’da “Türkiye Yüzyılı” Buluşmaları: Salon doldu taştı!
AK Parti Manisa’da “Türkiye Yüzyılı” Buluşmaları: Salon doldu taştı!