Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Kabine Toplantısı sona erdi
Son dakika... Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanan Kabine Toplantısı sona erdi
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, saat 15:35'te Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanmıştı. 3 saat 20 dakika süren toplantı sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 15:35'te toplandı.
Toplantı sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan Millete Sesleniş konuşması yaptı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"KARA KUTU İNCELENİYOR, KAZA NEDENİ BELLİ OLACAK"
Aziz milletim, değerli basın mensupları, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Sizlerin vasıtasıyla, şu an ekranları başında bizleri ilgiyle, heyecanla takip eden tüm vatandaşlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Asya'dan Afrika'ya, Balkanlardan Kafkasya'ya, dünyanın dört bir yanında kalbi milletimizle birlikte atan tüm kardeşlerimizi aynı şekilde saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlar, yaşadığımız her olay Türkiye'nin sınırlarının çok ötesinde bir büyüklüğe, nüfuza ve gönül halesine sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Bunu zafer kutlamalarından dönerken, Azerbaycan-Gürcistan sınırına yakın bölgede düşen askeri kargo uçağımız sonrası bir kez daha gördük. Kardeş ülkeler başta olmak üzere dünyanın her tarafından taziye ve dayanışma mesajları aldık. Bilhassa Gürcistan ve Azerbaycan, facianın ilk anından itibaren tüm imkanlarını seferber etti, arama-kurtarma ekiplerinin ulaştırılması, enkazın bulunması, olay mahallinin güvenliğinin sağlanması noktasında tam bir işbirliği içinde oldular.
Uçağın kara kutusuna ve şehitlerimizin naaşlarına kısa sürede ulaştık. Cuma günü de ebedi istirahatgahlarına uğurlamak üzere şehitlerimizi ülkemize getirdik. Bakanlarımızın, milletvekillerimizin, sivil ve askeri erkan ile vatandaşlarımızın katılımıyla şehitlerimize son görevimizi yerine getirdik. Bir kez daha aziz hatıralarını daima yaşatacağımız kahraman askerlerimizi kemali hürmetle yad ediyor, her birine Cenab-ı Allah'tan rahmet niyaz ediyor. Aynı şekilde Hırvatistan dönüşü düşen Orman Genel Müdürlüğümüze ait yangın söndürme uçağında şehit olan pilotumuza da Rabbimden rahmet diliyorum. Şairin dediği gibi, bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Bu hakikat asırlardır değişmedi ve değişmeyecek. Bin yıldır olduğu gibi bugün de sınırlarımız içinde ve dışında milletimizin huzuru, devletimizin bekası uğruna canları pahasına vazife yapan nice vatan evladı var. Rabbim hepsini korusun, muhafaza etsin, ayaklarına taş değdirmesin diyorum.
Kaza-kırım ekibimizin topladığı veriler ışığında ve kara kutunun incelenmesi neticesinde 20 canımızı şehit verdiğimiz elim hadisenin neden yaşandığını çok daha net görebileceğiz. Bunları da başta şehit yakınlarımız olmak üzere kamuoyumuzla şeffaf bir şekilde paylaşacağız. Bu vesileyle telefonla arayarak veya mesaj yollayarak acımızı paylaşan tüm dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum. Burada şunu da ifade etmek istiyorum. Peygamberlikten sonraki en yüce makam olan şehadet mertebesine ulaşmak ne kadar ulvi ise geride kalanlar içinde sabretmek o kadar büyük bir derecedir. Şehit yakınlarımızın teslimiyeti, vakarı, sabrı ve metaneti karşısında bu milletin bir ferdi olarak açık söylüyorum duygulanmamak elde değil. Yüreklerine düşen kor ateşe rağmen metanetlerinden taviz vermeyen tüm kardeşlerimden Allah razı olsun. Değerli basın mensupları, değerli arkadaşlar kabine olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin 783 bin kilometre karesinin tamamına 86 milyon insanımızın her birine aşkla hizmet ediyoruz.
"ESERLERİMİZE HER GÜN BİR YENİSİNİ EKLİYORUZ"
Halka hizmeti hakka hizmet olarak kabul eden bir anlayışın temsilcileri sıfatıyla durmadan dinlenmeden çalışıyor eserlerimize her gün bir yenisini ekliyoruz. Son kabine toplantımızdan bu yana geride bıraktığımız iki haftayı yine dolu dolu geçirdik. 4 Kasım'da ülkemize atanan büyükelçilerin güven mektuplarını kabul ettik. Ertesi gün partimizin grup toplantısını büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. 6 Kasım'da düzenlenen Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezi Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı bu alandaki yeni trendleri görmemize vesile oldu. Ülkemizin ve dünyanın farklı yerlerinden çok kıymetli isimleri Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyduk. 5 sene önce Ankara'ya kazandırdığımız Millet Kütüphanemiz toplam 141.700.000 kaynakla dünyanın en büyük 3. kütüphanesi haline geldi. Sadece geçen sene çoğu genç 2 milyon kişiyi kütüphanemizde misafir ettik. 15 Kasım itibariyle toplam 8.650.000 ziyaretçiyi Millet Kütüphanemizde ağırladık. Biliyorsunuz kütüphanemizde okuyan, yazan, araştırma yapan veya sınavları hazırlanan bu misafirlerimize günde 2 öğün çorba ikram ediyoruz. 15 çeşit içecek ve keklerimizi yine ücretsiz olarak misafirlerimize sunuyoruz. Bu yıl başından beri 7.340.000 adet ücretsiz ikramda bulunduk. Şurası da oldukça dikkate değerdir. Halk kütüphanelerimizdeki güncel üye sayımız 7.6 milyona, kitap sayımız 25.6 milyona ulaştı. Şu an dağıtımda olan 800.000 yeni kitabımızla bu sayıyı yıl sonunda inşallah 26.4 milyona çıkarmış olacağız. Sadece bu rakamlar bile muhalefetle aramızdaki derin ufuk farkını ortaya koyuyor. Siyasi rakiplerimiz gençleri saf malzemesi olarak görüp yolsuzluklarını atlamak için öne sürerken biz gençlerimiz geleceğimizdir anlayışıyla onların her alanda en iyi şekilde yetişmeleri için cansiparane çalışıyoruz. Kaliteli eğitim almış, bilgi ve hikmetle donanmış, milli manevi değerlerine sahip çıkan bir gençliğin yetişmesi için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz.
"AVRUPA'NIN EN BÜYÜK 7. EKONOMİSİ HALİNE GETİRDİK"
Yeter ki gençlerimiz okusun, araştırsın, kendilerini geliştirsin. İnşallah biz bu şuurla onlara hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Değerli arkadaşlar, Zafer Günü'nü Azerbaycanlı kardeşlerimizle kutlamak ve azatlık meydanında tertiplenen zafer geçit törenine iştirak etmek üzere 8 Kasım'da Bakü'deydik. 44 günlük vatan muharebesinde Karabağ'ın işgalden kurtuluşu için toprağa düşen şehitlerimizi rahmetle kahraman gazilerimizi şükranla andık. İki devlet, tek millet düsturuyla inşallah bundan sonra da iyi ve kötü günlerinde tüm imkanlarımızla can Azerbaycan'ın yanında olacağız. Özellikle Güney Kafkasya'da kalıcı barışın tesisi ve ekonomik kalkınmanın ivme kazanması için üzerimize ne düşüyorsa yapmaktan geri durmayacağız. 10 Kasım'da Cumhuriyetimizin Bani'si ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 87. yıldönümünde bir kez daha saygıyla andık. İktidarlarımız boyunca millete efendilik yoktur, hamilik vardır prensibinden hareketle Aziz milletimize kimsenin patronluk taslamasına, parmak sallamasına, Anadolu insanlığını hor, hakir görmesine müsaade etmedik. Bu topraklarda kurduğumuz devletler zincirimizin en son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet muzaffer ve muvaffak kılmak için canla başla çalıştık. Bir dönem toplu iğne dahi üretemeyen bir ülkeyi dünyanın en büyük 17. Avrupa'nın en büyük 7. ekonomisi haline getirdik. 2025 yılı ikinci çeyreğinde kişi başı milli gelir 17 bin dolara ulaştı. 2002 senesinde yılda sadece 36 milyar dolar ihracat yapabiliyorduk. Ekim 2025 itibariyla yıllık ihracatımız 270,2 milyar dolarla rekor kırdı. Hizmetler ihracatımız ise 14 milyar dolardan 121,6 milyar dolara çıktık. Savunma sanayinde bir zamanlar %80 oranında dışa bağımlı olan Türkiye bugün bu alanda dünyanın imrenerek takip ettiği bir seviyeye yükseldi.
"DÜNYANIN İLK 3 ÜLKESİ ARASINDAYIZ"
İHA ve SİHA üretiminde artık dünyanın ilk üç ülkesi arasındayız. Sadece ekonomide değil, demokraside de zihniyet dönüşümü gerçekleştirdik. 1940'lardan itibaren siyasete musallat olan faşizan zihniyet yerine, milli iradenin gerçek manada egemen olduğu yönetim modelini ülkemize kazandırdık. Tek parti zihniyetinin cumhurla cumhuriyet, devlet ile millet arasına ördüğü duvarları hayata geçirdiğimiz tarihi nitelikteki reformlarla ortadan kaldırdık. Şunu büyük bir gururla ifade etmek istiyorum. Bugün Türkiye emin, ehil, dürüst, çalışkan kadroların riyasetinde her alanda son asrın en başarılı hizmet ve eser noktasında en üretken yıllarını yaşıyor. Türkiye yüzyılı vizyonumuz adım adım gerçeğe dönüşüyor. Değerli arkadaşlar, 11 Kasım milli ağaçlandırma gününde ülkemiz genelinde 14 milyon 914 bin fidanı toprakla buluşturduk. Çağrımıza icabet ederek Yeşil Vatan seferberliğimize katılan 1 milyon 280 bin vatandaşımızın her birine buradan teşekkür ediyorum. Aynı gün partimizin genel merkezinde şehirciliğimizde insan ve mekan temasıyla toplanan şehircilik zirvemizin açılışını yaptık. 13 Kasım'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'na seçilmesini müteakip ilk resmi yurt dışı ziyareti vesilesiyle Sayın Tufan Erhürman'ı Ankara'da eşiyle misafir ettik. Sayın Cumhurbaşkanı'yla milli davamız Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve adadaki gerçeklere uygun bir çözüme yönelik atılabilecek ortak adımları değerlendirdik. Sayın Erhürman'ın son dönemde Rum kesimine yönelik mesajlarında Kıbrıs Türkü'nün egemen eşitliğinden ödün verilmeyeceğini vurgulaması önemlidir. Geçmişte defalarca denenmiş ve netice alınmamış önerilerin tekrar ısıtılmaya çalışılmasını vakit kaybı olarak görüyoruz. Kıbrıs meselesinin çözümü, çeşitli vesilelerle altını çizdiğimiz üze iki devletin bir arada var olmasından geçiyor. Kıbrıs Türkü'nün ilk baştan beri gösterdiği cesaret, irade ve yapıcı tutumu Rum tarafı da gösterirse adada egemen eşitliğe ve eşit Oğuzlar arası statüye dayalı, kalıcı, adil ve gerçekçi bir çözüm bulunabilir. Değilse adaletsizlik üzerine hiçbir çözüm bina edilemez. Bu vesileyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının kırk ikinci yıl dönümünü bir kere daha tebrik ediyor. Kıbrıs Türkü'nün esenlik ve güvenliği için şehit olan tüm Mehmetçik ve mücahitlerimizi rahmetle yad ediyor. 14 Kasım Atatürk Kültür Merkezi'nde Şule Yüksel Şenler Vakfımız ile Doktor Beti Şabaz Merkezi'nin organize ettiği Uluslararası İnsan Hakları Konferansı ve yankılar sergisinin açılışını gerçekleştirdik.
"350 BİNİNCİ YUVAMIZIN ANAHTARLARINI TESLİM ETMENİN SEVİNCİNİ YAŞADIK"
15 Kasım Cumartesi günü ise Adıyaman'daydık. Deprem bölgemizin yaralarını sarmaya süratle devam ediyoruz. Eylül ayında Malatya'da 304.000. afet konutumuzun kurasını çekmiştik. Adıyaman'da da 350.000. yuvamızın anahtarlarını teslim etmenin sevincini yaşadık. Böylece tek seferde toplam 45.342 konut ve iş yerini de teslim etmiş olduk. Yıl sonunda Adıyaman'da toplam 43.573 konut ve iş yerini daha teslim etmeyi hedefliyoruz. 11 ilimiz için hedefimiz yıl başından önce 453.000 bağımsız bölümün anahtar teslimini yapmaktır. Evine kavuşmamış tek bir hak sahibi bırakmayana kadar inşallah gece gündüz çalışacağız. Hal böyleyken, gören herkesin takdir ettiği hizmetleri itibarsızlaştırmaya çalışan bir zihniyetin umutsuz çırpınışlarına şahit oluyoruz. Taş üstüne taş koymaktan aciz olanlar deprem bölgesinde rekor sürede yapılan inşa ve ihya çalışmalarını karalıyor. Bir işin ucundan tutmadıkları gibi bir de 7 gün, 24 saat esasına göre şantiyelerde tel döken mühendislerimizin, işçilerimizin emeğine laf ediyorlar. İş yapmayı animasyon yapmak olarak görenlere ne desek boş. Rabbimiz kimseyi sırf siyasi ve ideolojik taassubu yüzünden yalan söyleyecek, verilen onca emeğe çamur atacak seviyeye düşürmesin diyorum. Allah'ın izniyle biz bunları aldırmayacak ve sadece işimize bakacağız. Bir kez daha kurallarını çektiğimiz ev ve iş yerlerinin deprem zedelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
"SORUŞTURMA ÇOK BOYUTLU BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR"
Aziz kardeşlerim, hükümetimizin en hassas davrandığı konuların başında temiz ve sağlıklı gıdaya erişim ile gıda güvenliği geliyor. İnsanımızın ücretini ödediği üründe hile, hile aldatmaca olmaması için ne yapılması gerekiyorsa yapmanın çabası içindeyiz. Denetimler sonucunda taklit, tahşiş yapılan sağlıksız ürünler artık anlık olarak Tarım Bakanlığımız tarafından yayınlanıyor. İstanbul'da ikisi çocuk, üç gurbetçimizin hayatını kaybetmesini müteakip basın organlarında yaşanan tartışmalara baktığımızda bu konudaki hassasiyetimizin ne kadar yerinde doğru ve isabetli olduğunu tekrar görmüş olduk. Üç insanımızın hayatını kaybettiği olayla ilgili soruşturma şu an çok boyutlu bir şekilde devam ediyor. Emniyet birimlerimizin ve savcılarımızın gerekli tahkikatı yaparak ölümlerin neden kaynaklandığı ortaya çıkacak. Ama burada şöyle ikircikli bir tavra da şahitlik ediyoruz. Geçen sene kimi meşhur markalar dahil ürünlerde taşış, taklit, hile burada tespit ettiği için alan muhalefetini insafsızca eleştirdiği devlet kurumlarımız bugün aynı kesimlerce yine hedef tahtasına konuluyor. Oysa biz tarladan sofraya uzanan o büyük emek yolculuğunun her adımında denetmenlerimiz vasıtasıyla gerekli kontrollerin titizlikle yapılmasını sağlıyoruz. Vatandaşlarımızdan gelen ihbar ve şikayetleri dikkatlice değerlendiriyoruz. Herhangi bir sorun, sıkıntı veya yönetmeliklere aykırı bir durum tespit ettiğimizde de kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz. Burada hassasiyetimizi gösteren bazı rakamları sizlerle paylaşmak isterim. Değerli basın mensupları, 2025 yılında ülke genelinde yürütülen çalışmalar kapsamında tam 1.103.000 gıda kontrolü gerçekleştirildi. Kayıt ve onaydan hijyene, izlenebilirlikten muhafaza şartlarına kadar her detay tek tek incelendi. Kurallara uymadığı tespit edilen 25.750 işletmeye toplam 2 milyar 206 milyon lira idari para cezası uygulandı. Bununla da kalmadık. Suç teşkil eden 495 dosyayı Cumhuriyet savcılıklarına intikal ettirdik. Milletimize karşı şeffaflığımızı artırmak için yeni uygulamaları da yakın zamanda devreye aldık.
"GIDA GÜVENLİĞİ KONUSUNDA EN KÜÇÜK BİR İHMALE TOLERANSIMIZ YOKTUR"
Daha önce belli dönemlerde açıklanan taklit ve tahşiş listesini anlık olarak zaten ilan ediyoruz. Böylece ceza verilen işletmelerin yaptığı sahtekarlığı vatandaşımızın da anında görebilmesini temin ediyoruz. Bir diğer önemli yenilik, gıda işletmelerindeki karekod uygulamasıdır. Vatandaşımız işletmenin en son ne zaman denetlendiğini, hangi şartlarda incelendiğini sadece bir karekodu okutarak anında öğrenebiliyor. Milletimizin sofrasına gelen her lokmanın helal, sağlıklı ve güvenilir olması için yürüttüğümüz çalışmaları hız kesmeden devam ettireceğiz. Sağlıklı ve güvenilir gıda denetimleri yanında fahiş fiyatlara, stokçuluk ve haksız ticari eylemlere de göz açtırmıyoruz. 2025 yılı içerisinde 470 bin firma denetlenerek 2,4 milyar liralık idari para cezası uygulandı. Ayrıca rekabet kurumumuz tarafından yapılan tüm çalışmalar kapsamında bu sene içinde 196 firmaya toplamda 11,5 milyar liralık idari para cezası tatbik edildi. Şunu tüm vatandaşlarımın çok iyi bilmesini arzu ediyorum. Gıda güvenliği konusunda en küçük bir ihmale toleransımız yoktur.
"YEME İÇME SEKTÖRÜMÜZÜ İTHAM EDEN YORUMLAR DOĞRU DEĞİL"
Her ne surette olursa olsun, daha fazla para kazanmak için insanımızın sağlığını tehlikeye atanlarla mücadelemiz aynı kararlılıkla sürecektir. Vatandaşımızın güvenli gıdaya ulaşmasını temin ederken elbette evine ekmek götürmeye çalışan esnafımızın da hakkını, hukukunu koruyacağız. İstanbul'daki elim olay henüz aydınlatılmamışken, yeme içme sektörümüzü itham eden art niyetli yorumları da doğru bulmadığımızı ifade etmek istiyorum. Aziz vatandaşlarım, değerli arkadaşlar, İmparatorluk bakiyesi olan Türkiye çok büyük bir devlettir. Türk milleti de büyük hedefleri ve hayalleri olan bir millettir. Bu hedeflere ulaşabilmek için içeride olduğu kadar yurt dışında da çok boyutlu bir politika izliyoruz. Aynı tarihi, aynı kaderi ve aynı istikbali paylaştığımız tüm dost ve kardeşlerimizle barış içinde yaşamanın gayretindeyiz.
"10 MART MUTABAKATININ UYGULANMASIYLA İLGİLİ KARARLI DURUŞUMUZU KORUYORUZ"
Irak'tan Suriye'ye güney sınırlarımız boyunca barışı, adaleti, istikrarı ve birlikte kalkınmayı, birlikte kazanmayı savunuyoruz. Komşumuz Irak'ta 11 Kasım'da yapılan Irak temsilciler meclisi seçimlerinin sorunsuz ve barışçıl bir ortamda gerçekleşmesinden memnuniyet duyduk. Seçimlerin Irak halkı için hayırlara vesile olmasını diliyor. İnşallah bundan sonra da Iraklı kardeşlerimizin yanında olacağımızı vurgulamak istiyorum. Bu komşu ülkenin birlik, beraberlik ve bütünlüğünü güçlendireceğine inandığımız 10 Mart Mutabakatı'nın uygulanmasıyla ilgili kararlı duruşumuzu koruyoruz. Türkiye, bu meselenin suhuletle çözümü için her türlü katkıyı sunmaya hazırdır. 8 Aralık devriminin birinci yıl dönemi yaklaşırken artık hiç kimse geçmişe takılıp kalmamalı, ortak gelecek vizyonuyla hareket etmenin yollarını aramalıdır. Bölgemize dair yayılmacı emeller gidenlerin telkin, şımar ve kışkırtmalarına prim verilmemelidir. Unutmayın, el atına binenin tez ineceği gerçeğini hiç kimse ama hiç kimse unutmamalıdır. Türkiye, daha önce defalarca söylediğim gibi, Suriye'deki bütün halkları kardeşi olarak görmekte, herkesin huzurunu, güvenliğini, esenliğini istemektedir. Bu anlayışla önümüzdeki dönemde Suriye'de kalıcı huzur ve istikrarın tesisi için bölgedeki tüm aktörlerle diyalog içinde çalışmaya devam edeceğiz.
"TÜM İMKANLARI KULLANARAK GAZZE'YE YARDIMLARI ULAŞTIRIYORUZ"
Gazze'de ülkemizin de katkısıyla sağlanan ateşkesin ihlallere rağmen devam etmesini çok kıymetli buluyoruz. Hamas, Netanyahu hükümetinin tüm provokasyonlarına rağmen attığı imzanın arkasında duruyor ve sorumluluklarını yerine getiriyor. Başta Sayın Trump olmak üzere Amerika yönetiminin de bu konuda yapıcı bir yaklaşım sergilediğini görüyoruz. İnsani yardımlar konusunda İsrail'den kaynaklı çeşitli aksaklıklar yaşansa da biz mevcut tüm imkanları kullanarak Gazze'ye yardımlarımızı ulaştırıyoruz. Tam 810 ton insani yardım taşıyan 18. İyilik Gemimiz, Cuma günü El Areş Limanı'na ulaştı. 47 tır dolusu malzemeyi refah sınır kapısına yönlendirdik. Öte yandan havaların soğuması ve yağışların başlamasıyla birlikte Gazze'deki durum giderek kötüleşiyor. Gazze halkının bir an önce derme çatma çadırlardan kurtarılması gerekiyor. Ülkemizdeki konteynerlerin Gazze'ye sevki sahada ciddi bir rahatlamaya yol açacaktır. Bununla ilgili temaslarımız da devam etmektedir. Burada şu gerçeğin altını önemle çizmek durumundayım. Filistin Devleti kurulmadan bölgeye tam olarak huzur, istikrar ve güven ortamının yerleşmesi mümkün değildir. Filistin'de işgal devam ettikçe, Filistin kanadıkça, Filistinlilerin toprakları gasp edildikçe açık söylüyorum, bölgedeki hiçbir ülke güvenlik içinde olamaz. 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüme yaklaştığımız ölçüde barış kapısı aralanacak, uzaklaştığımız ölçüde de bu kapı kapanacaktır. Bu gerçeğin hiçbir şekilde göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye'nin bütün çabası, bütün gayreti de bunun içindir. Günü kurtarmayı değil, müreffeh bir geleceği inşa etmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde daha çok çalışacağız, daha fazla emek harcayacağız ve inşallah bölgede kalıcı barışa giden yolun ardına kadar açılmasını sağlayacağız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Bu duygularla dış politikadan dış ticarete, ekonomiden güvenliğe, kabine toplantımızda aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.