MYK toplantısı yapıldı! Ömer Çelik’ten terörsüz Türkiye açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, terör örgütü PKK'nın silah bırakma sürecine ilişkin, "Silahların bırakılması ve meselenin tamamen gündemden çıkması sürecinin kesintisiz biçimde devam etmesi, fiilen sonuçlanmış olması ve güvenlik kurumları tarafından teyidinin gerçekleşmesi gerekir." dedi.

MYK toplantısı yapıldı! Ömer Çelik’ten terörsüz Türkiye açıklaması
MYK toplantısı yapıldı! Ömer Çelik’ten terörsüz Türkiye açıklaması Admin
Bu içerik 44 kez okundu.
Advert

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten MYK sonrası önemli açıklamalar! 

Giriş Tarihi: 08 Ekim 2025 16:42 Son Güncelleme Tarihi: 08 Ekim 2025 21:37

Son dakika... AK Parti Sözcüsü Çelik: Silahlar kesintisiz bırakılmalı

MYK toplantısı yapıldı! Ömer Çelik’ten terörsüz Türkiye açıklaması

Sözcü Çelik’ten Gazze mesajıBaşkan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti MYK toplantısı sona erdi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantının ardından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı'na ilişkin, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu.MYK toplantısı yapıldı! Ömer Çelik’ten terörsüz Türkiye açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, "PKK'nın feshi bütün uzantılarıyla olmalı" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sona erdi. AK Parti konferans salonundaki toplantı, yaklaşık 3 buçuk saat sürdü. Toplantının ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

Kapsamlı bir toplantı gerçekleştirildiğini belirten Çelik, Türkiye Yüzyılı Buluşmaları

kapsamında sahadan gelen, elde edilen veriler, vatandaşların talepleri, eleştirileri, çeşitli konulardaki kaygıları, sitemleri ve tümünün çerçeveli şekilde bir veri setine dönüştürüldüğünü, ilerleyen günlerde bunlarla ilgili çalışmalar yapılacağını söyledi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten MYK sonrası önemli açıklamalar! İsrail insanlık dışı karakterini bir kez daha gösterdi

Terörsüz Türkiye hedefi

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Terörsüz Türkiye konusundaki hedeflere ulaşabilmesi için gösterilen hassasiyetin azami düzeyde tutulmasına, hem Terörsüz Türkiye hem Terörsüz Bölge konusundaki yüksek hassasiyetin korunması gerektiğine vurgu yaptığını belirterek, "Terörsüz Türkiye hedefiyle ilgili olarak bütün birimlerimizin kendi görev alanlarına düşen çalışmaları eksiksiz bir şekilde, performansını daha da ilerleterek yerine getirmesi gerektiğini ifade etti." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde, AK Parti'nin Büyük Kongresi'nde işaret ettiğini reformların da olduğunu dile getiren Çelik, "Biliyorsunuz büyük kongremizde Sayın Cumhurbaşkanı'mızın açıkladığı bir çerçeve vardı. Onunla ilgili olarak partimiz çalışmalarını tamamladı. Elimizde çeşitli alanların iyileştirilmesiyle ilgili Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmakla ilgili olarak, engel olan, tıkanıklık olan yerlerin aşılması, reforme edilmesi, güncellenmesiyle ilgili son derece iyi çalışılmış bir siyasi paket var. Önümüzdeki dönemde bunun ilk adımlarını gündeme getirmeye, siyasi gündemimize almaya başlayacağız." diye konuştu.

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MYK toplantısına ilişkin açıklamada bulundu (AA)Yeni Anayasa çalışmalarında son durum nedir?

Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Çelik, "Cumhurbaşkanı'mızın yeni Anayasa konusunda verdiği mesaj da nettir. Bu, hepimizin, bütün siyaset insanlarının, bütün devlet adamlarının, devlet insanlarının gelecek nesillere olan bir borcudur. O sebeple bunun da hassasiyetle yerine getirilmesi konusunda partimiz çalışmalarını sürdürüyor. Bu konuda da biliyorsunuz bir heyetimiz var. Bu heyetimiz düzenli toplantılar yaparak yeni anayasa konusundaki politik tutum belgemizi tamamlama aşamasına geldi." ifadelerini kullandı.

Son dakika... AK Parti Sözcüsü Çelikten önemli açıklamalar

"Netanyahu hükümeti barbarlığı kayda geçmiştir"

7 Ekim'in, "insanlık tarihinin en ağır katliamlarından birinin yıl dönümü" olduğunu belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Burada bir kere daha ayın 5'inde İnsanlık İttifakı'nın parçası olarak İstanbul'da ve çeşitli illerde sokaklara çıkan ve İnsanlık İttifakı adına bu soykırıma karşı duran bütün vatandaşlarımızı, bütün sivil toplum örgütlerini bir kere daha tebrik ediyoruz, şükranlarımızı sunuyoruz. Aynı şekilde bizim kadın kollarımız da güçlü bir farkındalık yaratmak üzere bir eylem farkındalığı oluşturdu. Kadın kollarımızın bu kadar geniş katılımla, bu kadar etkili bir şekilde yaptığı bu faaliyet sebebiyle de özellikle annelerin verdiği mesajın son derece kıymetli olduğunu ifade etmek isteriz. Kendilerine teşekkür ediyoruz."

İsrail'in hukuksuz bir şekilde alıkoyduğu Küresel Sumud Filosu'ndaki vatandaşların Türkiye'ye getirildiğini anımsatan Çelik, "Bunların karşı karşıya kaldığı muamele uluslararası hukuk açısından suçtur. Ve bu Netanyahu hükümetinin barbarlığının, hukuk tanımazlığının bir göstergesi olarak bir kere daha kayda geçmiştir. Bunların her alanda zorbalık, barbarlık, katliam dışında bir iş bilmediği, bütün insanlığın önüne bu ajandayı dayatmaya çalıştığı bir kere daha görüldü. Dünyanın çeşitli milletlerinden kendi vatandaşlarımızın da içinde olduğu bu filo, Gazze'ye açlığı bir soykırım olarak dayatan, bu insanlık dışı muameleye karşı insani değerleri, insan haysiyetini korumak üzere ortaya çıkmış bir iradedir. Günün sonunda fiziken engellenseler de Gazze'nin mesajını tüm dünyaya duyurarak, Gazze'nin mesajını Akdeniz'den tüm dünyaya yayarak amacına ulaşan bir eylem yapmışlardır."

“Bu bir kere daha hukuksuzluğun ilanıdır”

Çelik, "İnsanlık İttifakı'nın bir parçası olarak Gazze'deki çocuklara, kadınlara, mahrum bırakılmışlara elimizi uzatmaktan vazgeçmeyeceğiz." diyerek yola devam eden Özgürlük Filosu'na da benzer bir İsrail saldırısının gerçekleştirildiğine işaret etti.

İsrail'in, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, vatandaşlar ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen aktivistleri her zamanki barbarlığıyla kaçırarak alıkoyduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu:

"Bunu bir kere daha buradan AK Parti Genel Merkezi'nden en güçlü şekilde lanetliyoruz. Bu bir kere daha hukuksuzluğun ilanıdır. Bir kere daha Netanyahu hükümetinin insani olan, medeni olan her şeye karşı düşmanlığının ilanıdır. Sayın milletvekillerimizi, vatandaşlarımızı ve o filoda bulunan İnsanlık İttifakı'nın bütün üyelerini derhal serbest bırakmalıdırlar. Bu işledikleri suçların hepsi önünde sonunda hesabı sorulacak suçlardır. Burada haksız ve hukuksuz bir şekilde şiddet uygulayarak, tutukladıkları, alıkoydukları aktivistleri açlığa, kötü koşullara mahkum ederek bir kere daha aslında insanlık dışı karakterlerini göstermiş oluyorlar. Sumud Filosu'nun üyelerinin anlattıkları, ortada bulunan, birilerinin 'İsrail'in güvenliği' diye sunmaya çalıştığı şeyin aslında insanlığın bütün değerlerine düşman bir yaklaşım olduğunu bir kere daha göstermiştir. O sebeple bir an evvel, hızlıca onların serbest bırakılması gerekiyor. Bu hukuksuzlukların hepsi kayda geçiyor ve günün sonunda bütün kurumlarımız, Cumhurbaşkanı'mızın talimatıyla milletvekillerimizin, vatandaşlarımızın ve diğer ülkelerden aktivistlerin oradan çıkarılması için gereken iradeyi gösteriyorlar. Sumud Filosu'nda olduğu gibi gönderdiğimiz uçak, pek çok milletten aktivisti Türkiye'ye getirdi ve buradan ülkelerine gittiler. Şimdi de bir kere daha onlara en güçlü şekilde sahip çıkacağız."

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MYK toplantısına ilişkin açıklamada bulundu (AA)"Filistin Devleti'ni tanıyan devletlerin sayısının artması da büyük bir sevinç kaynağıdır"

Birleşmiş Milletler toplantısında da İsrail'in yalnızlaştığının görüldüğünü söyleyen Çelik, "Artık İsrail'in yanında durmak, İsrail'le ilgili bir cümle sarf etmek gibi bir yaklaşım kim yaparsa bir utanç vesilesidir." ifadesini kullandı.

Çelik, şöyle devam etti:

"Bazı ülkeler, dün 7 Ekim'in yıl dönümünde 'İsrail'le dayanışma' adı altında İsrail bayrağı dalgalandırarak veya İsrail'e destek mesajları açıklayarak maalesef tarihten hiç ders almayan tarihe ve insanlığa dair hassasiyetler konusunda ne kadar zayıf olduklarını gösteren bir yaklaşım sergilediler. Bunların hepsi aslında soykırım sürecine destek veren imzalar olarak tarihe düşülmüş notlardır. Ama bunun karşısında Cumhurbaşkanı'mızın aylardır, yıllardır yaptığı çağrıyla mutabık bir şekilde Filistin Devleti'ni tanıyan, Filistin Devleti'nin bağımsız, hür, başkenti Doğu Kudüs, toprak bütünlüğüne sahip bir şekilde var olması gerektiğini ifade eden devletlerin sayısının artması da büyük bir sevinç kaynağıdır. Bu, giderek artan bir noktaya gelmiştir. Bunun daha da ileri noktalara taşınacağını değerlendiriyoruz."

Ömer Çelik, bugün Mısır'da bir toplantı yapıldığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Burada Başkan Trump'ın planı çerçevesinde ateşkesinin sağlanması, daha sonra da kalıcı barışa geçilmesiyle ilgili sürecin yol haritası üzerine çalışılıyor. Türkiye de o toplantıda. Burada bu plan ortaya çıktığı andan itibaren Hamas'ın barış odaklı ve diplomasi boyutu son derece güçlü ve incelikli cevabının takdire şayan olduğunu ifade etmek isteriz.

Başkan Trump'ın ateşkesin sağlanması ve barışın sağlanmasıyla ilgili başlattığı girişim çerçevesinde Hamas, barıştan yana olduğunu, ateşkesten yana olduğunu, diplomasiden yana olduğunu, hem bu soykırım katliamının bitmesi gerektiğini hem de bu çatışmaların bitmesi gerektiğini ifade eden gayet iyi kademelendirilmiş, hiyerarşisi iyi kurgulanmış, işçiliği üzerinde iyi çalışılmış bir cevap yayımladı. Bunun hayata geçmesi için fırsat verilmesi gerekiyor."

“Netanyahu kendi kişisel kaderini daha çok katliam yapmaya bağlamış bir figür”

İsrail ile görüşmelerde Hamas'ın barıştan yana cevabının hayata geçmesi için fırsat verilmesi gerektiğini ifade eden Çelik, cevabın hemen ardından İsrail'in Gazze'ye yoğun bombardımanlar gerçekleştirdiğini belirtti.

Daha çok çocuk ve kadının öldürülmesinin aslında Netanyahu'nun barış ve ateşkese düşman bir tutum içerisinde olduğunu bir kez daha gösterdiğini söyleyen Çelik, "Netanyahu kendi kişisel kaderini daha çok katliam yapmaya bağlamış bir figür olarak hareket ediyor. Maalesef bu çerçevede uluslararası siyasetteki her barış gelişimini sabote etme konusunda da çeşitli fırsatlar üretmeye kendince katliamcı fırsatlar üretmeye kalkıyor." dedi.

Buna hiçbir şekilde uluslararası toplumun müsaade etmemesi gerektiğini belirten Çelik, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın ateşkes ve barış konusunda başından itibaren ateşkesin sağlanmasından, Filistin Devleti'nin kurulmasına ve tanınmasına dönük çabalara kadar, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya koyulan entegre yaklaşım, tutarlı bir plan olarak, görüldüğü gibi birçok devlet tarafından benimsenen bir yaklaşım haline gelmiştir. Bugün herkes bir kere daha görüyor ki aslında bu meselenin nihai çözümü Filistin Devleti'nin hür ve bağımsız olarak başkenti Doğu Kudüs 1967 sınırlarında toprak bütünlüğüne sahip bir devlet olarak orada var olmasıdır. Bunun karşısında geçmişte sureta iki devletli çözümden yanayız diyen İsrail'in şu anki hükümeti iki devletli çözümü dillendirmeyi bile bir suç gibi bir suçlama gibi kullanmaya çalışıyor. Bu çerçevede ortaya çıkan tablo karşısında uluslararası toplumun İsrail'i izole etmek ve barışa zorlayıcı mekanizmaları harekete geçirmek dışında bir seçeneği kalmamıştır."

"Kendi vatanlarından sürgün edilmesi gibi bir seçenek söz konusu olamaz"

Çelik, bahse konu barış planı üzerinde konuşulurken, İsrail tarafından dile getirilen Filistinlerin Gazze ve Batı Şeria'daki statüleriyle ilgili yaklaşımların son derece sinsi ve insanlık adına tehlikeli birtakım altyazılar içerdiğini gördüklerini belirtti.

Ömer Çelik, "Şunun herkes tarafından bilinmesi gerekir ki barışın ve ateşkesin kalıcı olması için herhangi bir şekilde Filistinlilerin kendi vatanlarından sürgün edilmesi gibi bir seçenek söz konusu olamaz." ifadelerini kullandı.

Filistin'in, Filistinliler tarafından yönetilmesinin de önemli bir konu olduğunu belirten Çelik, diğer seçeneklerin her birinin Netanyahu'nun katliamcı politikasına hizmet ettiğini söyledi.

Gazzeliler başta olmak üzere bütün Filistinlilerin kendi vatanlarında yaşaması gerektiğini ifade eden Çelik, Filistinlilerin sürgün muamelesiyle karşı karşıya kalmalarının kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Filistin ve Filistinlilerin sadece Filistinliler tarafından yönetilebileceğini bunun dışındaki dayatmaların hiçbir geçerliği ve kalıcılığının olmayacağını belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Bu süreci yakından takip ediyoruz. İnşallah ilerleyen saatlerde bugün bu konuda iyi bir takım gelişmeler duymayı bekliyoruz. Şu ana kadar nihai aşamaya gelinmese de müzakerelerle ilgili olarak kat edilen bir mesafe var. Ama bu işin tamamı demek değil. Mısır'daki müzakerelerin belli bir aşamaya geldiğini değerlendiriyoruz. MİT Başkanımız orada. Bu meselenin tamamı değil. Belli bir noktaya geldiğinde ilerleyen saatlerde açıklama yapılması ve bu çerçevede ateşkese hızlıca ulaşılması, Gazze'ye bütün yardımların engelsiz bir şekilde ilk adımda önünü açacaktır. Bu da soykırım şebekesinin katliamlarına dur demek açısından bir pencere oluşturacaktır."

"Devletimiz teyakkuz halindedir"

Etraftaki gelişmeleri de takip ettiklerini belirten Çelik, bazı ülkelerin çevre ülkelerdeki etnik ve mezhep unsurlarını kışkırtarak yeni kaos ve kriz alanları oluşturmaya çalıştıklarını söyledi.

Çelik, Terörsüz Türkiye ve bundan ayrı düşünülmeyecek olan terörsüz bölge hedefinin ne kadar kritik, stratejik, tarihi ve doğru bir adım olduğu daha net bir şekilde gördüklerini söyledi.

Etrafta aylardır görünen ve görünmeyen gelişmelerin yaşandığını ifade eden Çelik, "Aslında Terörsüz Türkiye ve Terörsüz Bölge sürecinin entegre olduğunu, olması gerektiğini, iç içe ve ayrılmaz olduğunu bizim önümüze bir kere daha getirmiştir." dedi.

Bazı devletlerin yaptıkları faaliyetlerle terörsüz bölge ve Terörsüz Türkiye sürecini sabote etmeye çalıştığını net bir şekilde gördüklerini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

"Devletimizin kurumları teyakkuz halindedir. Sayın Cumhurbaşkanımız, her türlü sabotaja, süreci akamete uğratmaya çalışan her türlü girişime karşı net talimatlarla kurumlarımızı görevlendirmiştir. Sürecin kendi ritmi ve takvimi içerisinde hassasiyetle sürmesi gerektiğini belirtiyoruz. Burada esas odağımız terör örgütü PKK'nın feshi ve silahların tamamen ortadan kalkmasıdır. Terörün ortadan kalkmasıdır. Bunu da daha önce ifade ettik. Bütün unsur, şube ve uzantılarıyla ve bütün boyutlarıyla bunun gerçekleşmesi gerekir. Suriye'deki SDG ve diğer ülkelerdeki KCK yapılanmaları gibi."

"Cumhur İttifakı'nın buradaki iradesi son derece nettir"

Meselenin sadece Türkiye'den terör gündeminin çıkarılması ve Türkiye'nin geleceğinden terörün uzaklaştırılması olmadığını ifade eden Çelik, sürecin bölgedeki Kürt, Türkmen, Arap, Sünni, Alevi, Nusayri, Şii ve Dürzi gibi bütün etnik ve mezhep gruplarının kendi geleceklerini oluşturması konusunda daha yüksek bir iradeye ve geniş bir manevra alanına sahip olmasını sağlayacağını belirtti.

Terörsüz Türkiye süreciyle terörsüz bölge sürecini ayrıştırmaya çalışanların, bu durumun tüm süreci akamete uğratmak olduğunu çok iyi değerlendirmeleri gerektiğini söyleyen Çelik, şunları kaydetti:

"Bunların hepsi iç içedir. Herhangi birinin bu birleşik kaplar teorisi gibidir. Bir tarafı olup da diğer tarafının olmaması diye bir şey söz konusu olamaz. Biz bölge halklarına dönük, Türk'e dönük, Kürt'e dönük, Arap'a dönük, Sünni'ye, Alevi'ye, Şii'ye, Nusayri'ye, Dürzi'ye bütün bu gruplara dönük olarak kötü niyet besleyenlerin, kötü amaçlar peşinde koşanların, burada terör örgütlerinin devam etmesi için hangi gerekçeler, altlıklar üretmeye çalıştığını hangi provokasyonları planlamaya çalıştıklarını da net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla bütün bu süreci kendi güvenlik alanı için de tutmak için de gayretimizi gösteriyoruz. Burada Cumhurbaşkanımızın verdiği mesajlar sürecin bütün koordinatlarını bütün ilkelerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Cumhur İttifakı'nın buradaki iradesi son derece nettir. Biz, bu çerçevede çalışmalarımızı faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz."

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MYK toplantısına ilişkin açıklamada bulundu (AA)

 “Cumhur İttifakı'nın iradesi tamdır”

TBMM'de çalışmaları süren Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun, terör örgütü PKK'nın kendini feshi ve silahlarını bırakması süreci için gerekli dayanakları oluşturan bir yaklaşım gösterdiğini dile getiren Çelik, "Silahların bırakılmasının kesintisiz bir süreç olarak devam etmesi gerekir. Fesih ifadesinin altının somut olarak doldurulması gerekir." dedi.

Çelik, terör örgütü PKK'nın silah bırakması sürecinin teyit edilmesinin kilit önemde olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bu durum fiilen devam ettiği müddetçe, silahların bırakılması ve fesih sürecinin fiilen hayata geçmesi, bu durumda atılacak adımlar için, bu hayata geçme gerçekleştikten, teyit edildikten sonra, Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla devlet iradesi tamdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli'nin ifadeleriyle Cumhur İttifakı'nın iradesi tamdır. Meclis'teki komisyonun iradesi, şimdiye kadar yapılan çalışmalar çerçevesinde tamdır. Silahların bırakılması ve meselenin tamamen gündemden çıkması sürecinin kesintisiz biçimde devam etmesi, fiilen sonuçlanmış olması ve güvenlik kurumları tarafından teyidinin gerçekleşmesi gerekir."

"Herhangi bir pazarlık söz konusu değil"

Muhalefet partilerinin komisyonla ilgili yapılacak yasal düzenlemeler ve Suriye politikası konusunda AK Parti ve MHP arasında görüş farklılıkları bulunduğu iddialarına ilişkin soru üzerine Çelik, "Muhalefet, kendi dinamikleriyle, tezleriyle yol alamayınca umudunu, 'Cumhur İttifakı içerisinde bir çatlak var mı?' ya da 'Cumhur İttifakı içerisinde politik bir çelişki var mı?' gibi durumlara bağlıyor." değerlendirmesini yaptı.

"Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili vatandaşların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye çok yüksek bir güven ve desteği bulunduğunu ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

"Başından beri söylediğimiz ilkeler, Cumhur İttifakı ilkeleridir. Devletin nitelikleri konusunda herhangi bir pazarlık söz konusu değil. Milletin değerleri konusunda da bir pazarlık söz konusu değil. Mesele ve odağımız, PKK terör örgütünün fesih ve silah bırakmasıdır. Muhalefet partileri, 'Cumhur İttifakı içerisinde bir çatlak olsun, bir çelişki olsun' diye kendilerine bir fırsat doğacağını düşünüyorlarsa, buradan onlara ekmek yok. Cumhur İttifakı içerisinde herhangi bir şekilde Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşma konusunda işbirliği ve güç birliği konusunda herhangi bir zayıflama söz konusu olmayacak. Bu işbirliği ve güç birliği, Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli'nin iradesiyle devam edecek ve daha da güçlenecek."

AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhur İttifakı'nı oluşturan partiler arasında farklı siyasi gelenekler ve düşünsel değerler sebebiyle farklı görüşler olabileceğini ama bunların politik bir çatlağa dönüşmesine müsaade etmediklerini anlattı.

Ömer Çelik, "Farklı görüşler varsa bunlar Cumhurbaşkanımız ve Sayın Bahçeli arasında görüşülür ya da onların görevlendireceği ekipler arasında görüşülür. Orada daha güçlü bir politik iradeyi muhakkak suretle inşa ederiz." diye konuştu.

“Anlaşma kağıt üzerinde kalmamalıdır"

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi ve Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın, Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG ile görüşmesi sorulan Çelik, "SDG'nin 10 Mart mutabakatına uyması ve Suriye'de 'Tek devlet tek ordu' ilkesine dönük doğru bir yaklaşım üretmesi çerçevesinde birtakım görüşler SDG'ye aktarılıyorsa, bu çerçevede SDG'nin bunu yapması gerektiği söyleniyorsa, bu görüşmeleri olumlu karşılarız ama bunun dışında bir yaklaşım olursa olumlu bulmayız." yanıtını verdi.

Şu ana kadar SDG'nin 10 Mart mutabakatının maddelerini yerine getirmekle ilgili attığı hiçbir adım olmadığına dikkati çeken Çelik, "Anlaşma kağıt üzerinde kalmamalıdır, teorik bir egzersiz konusu olmamalıdır. Bu kadar kaos varken SDG'nin bu ayak diremesi, süreçten firar etmeye çalışması, bölgede istikrarsızlık yapmak isteyenlerin ajandasıyla yan yana bir tutum oluşturuyor. Oradaki Kürtlere de Türklere de diğer mezhep gruplarına da zarar veren birtakım örtülü yaklaşımların, birtakım vekalet yaklaşımlarının maalesef aracı haline geliyor." görüşünü paylaştı.

"Siyasi partilerin var olduğu alan milletin verdiği yetki ve anayasal düzendir"

Bir basın mensubunun, "CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün grup toplantısında, 'Kimse bana Erdoğan'ı dinlemek milli iradeye saygıdır demesin. Buna kimse inanmaz. Sıkıştığında milli iradeye sarılıp, birinci olunca milli iradeyi baş tacı yapıp, İstanbul'u kaybedince mundar oldu diyeceksin.' ifadelerini kullandı. Bu açıklamalara ilişkin ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Çelik, şunları kaydetti:

"Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli'nin siyasi meşruiyet gündemiyle ilgili yaptığı açıklamalar gerçekten birer manifesto niteliğindedir. Burada Sayın Özgür Özel'in siyasi meşruiyet konusunda alfabe düzeyinde bile bir bilgisi olmadığının beyanıdır bu açıklamalar. Yani siz siyasi rekabet edebilirsiniz. Farklı siyasi partiler olabilirsiniz. Sonuçta bir siyasi meşruiyet alanı vardır. Bir devlet meşruiyeti alanı vardır. Hepimizin bütün siyasi partilerin var olduğu alan milletin verdiği yetki ve anayasal düzendir. Şimdi siz kendi kendinize halkın doğrudan oylarına seçilmiş Sayın Cumhurbaşkanımızı, şimdiye kadar girdiği her seçimde seçimi kazanarak, doğrudan demokratik yarışa girerek sonuç almış Cumhurbaşkanımızı siyasi olarak gayrimeşru ilan etmeye kalkıyorsunuz.

Şimdi biz bunu biliyoruz zaten. Açın siyasi tarihimizi, gazete manşetlerini açın, Demokrat Parti'den beri, 'AK Parti seçimi kaybedince kriz çıkardı' diyor ya, seçimi kaybedince kriz çıkartmanın telif hakları Cumhuriyet Halk Partisine aittir. Bakın bunlar seçimi kaybedince Menderes'e 'diktatör' demiştir. Özal'a 'diktatör' demiştir. Demirel'e 'diktatör' demiştir. Erbakan'a 'diktatör' demiştir. Yani bu kriz çıkarma faaliyetinin müellifi Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Onun için herhangi bir şekilde kendi partisinin kurultayını yapamayan bir genel başkan. Dar koridordaki siyasi ajandanın dışına çıkamayan, her gün aynı cümleleri tekrarlayan bir genel başkan. Partisinin her tarafından ortaya çıkan skandallara hiçbir cevap veremeyen bir genel başkan. Doğrudan Cumhuriyet Halk Partililerin şaibeyle suçladığı süreçlerin oluşturduğu mekanizmanın başındaki kişi, Sayın Cumhurbaşkanımızın siyasi meşruiyetini tartışacak. Komik bile değil yani."

Çelik, Erdoğan'ın sadece Türkiye'de değil, dünya üzerinde seçimle görev başına gelen liderler arasında en tecrübelilerden olduğuna dikkati çekerek, "Cumhurbaşkanımız Türkiye'de her zaman meşru seçimler vasıtasıyla seçimleri kazanarak görev aldı. Dolayısıyla burada Sayın Özgür Özel bir siyasi meşruiyet tartışması açarsa bu siyasi meşruiyet tartışmasının ilk yargılayacağı kişi, ilk inciteceği kişi Sayın Özgür Özel olur." dedi.

"Sürecin sahibi vatandaşlarımızdır, milletimizdir"

Bir basın mensubunun, TBMM'de terörist başı Abdullah Öcalan lehine sloganlar atılmasını hatırlatarak, "Dün yaşanan gelişmenin sürecin ruhuna zarar verdiğini düşünüyor musunuz?" sorusunu yanıtlayan Çelik, şu ifadeleri kullandı:

"Sürecin sahibi vatandaşlarımızdır, milletimizdir. Hepimiz bu süreci yürütenler ya da siyaset alanında yetki kullananlar hepimiz, millet iradesi sayesinde varız. Bu süreçlerde dikkat edilmesi gereken konulardan bir tanesi budur ki bu konuda çok büyük hatalar yapıldığını görüyorum. Herhangi bir siyasi parti kendi spesifik ajandasını sürecin tamamının ajandası zannetmemelidir. Herhangi bir siyasi parti kendi özel ideolojik siyasi gündemini sürecin tamamının siyasi gündemi diye düşünmemelidir. Bu tip süreçlerde yüksek siyasi akıl ve gerçekten çözüm odaklı yaklaşım farklı siyasi partilerin ve farklı yaklaşımların sürece dönük entegre bir siyasi akıl üretmesini ve yine sürece dönük entegre bir siyasi söylem üretmesi gerekir ama siz hem ben sürece gireyim hem çözümden yana olayım.

Ortak akıl ve ortak söylem dışında kendi dar söylemimi ya da spesifik ajandamı sürecin ana rengi haline getirmeye çalışayım derseniz o zaman başka tartışmalar çıkar. Şimdi günün sonunda siyaset açısından baktığınızda bu meselelerin, bu görüntülerin ortaya çıkması, bu sürecin doğru ilerlemesine mi katkı sağlamıştır? Yoksa başka tartışmaların kapısını mı açmıştır? Onun için herkesin son derece sorumlu davranması gerekir. Süreçten odağımızı uzaklaştıracak, vatandaşlarımızda haklı infialler oluşturacak, tepkiler oluşturacak birtakım yaklaşımlar içerisine girilmemesi gerekir. Şunu unutmamak gerekir ki bu tip süreçlerde kurallara uymak her zamankinden daha önemlidir. Çünkü bir yerden bir aşırılık söz konusu olduğunda onu dengelemek için başka yerden de başka aşırılık söz konusu olur. Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuralları, işleyişi bellidir. Dolayısıyla kimsenin kendi özel siyasi ajandasını sürecin ortak ajandası zannetmeyeceği, kendi siyasi söylemini sürecin ana söyleminin yerine koymayacağı bir sorumlu yaklaşımla süreci yönetmek gerekir. Sorumsuzluklar başka sorumsuzlukları getirir. O zaman da ana fikri kaçırırız."

"İstişari olan toplantılar somut sonuçlar doğuran karar toplantılarına dönüşmüştür"

AK Parti Sözcüsü Çelik, bir basın mensubunun "Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Türk devletleriyle buluştu ve orada ortak alfabe için de ilk adım atıldı. Peki, ilerleyen süreçte ortak ordu konusu gündeme gelir mi? Özellikle bu ülkelerle tatbikatlar sıklaşır mı?" sorusu üzerine, şöyle devam etti:

"Ortak ordu meselesiyle ilgili resmi bir gündemden bahsetmiyoruz ama iki türlü bir tabloyla karşı karşıyayız. Bir tanesi Türk dünyası, Türk Devletleri Teşkilatı, kendi içerisinde ortak alfabe başta olmak üzere, ekonomiden kültüre kadar çok boyutlu alanda giderek konsolide oluyor. Yani istişari olan toplantılar çok önemli somut sonuçlar doğuran karar toplantılarına dönüşmüştür çok uzun zamandan beri. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu zirvelere özel bir önem veriyor. Dolayısıyla dünyadaki gelişmelere baktığımızda, Asya'daki gelişmelere ve diğer yerlerdeki, Avrupa'daki gelişmelere baktığımızda tabii ki ortak askeri istişarelerin yapılması, ortak tatbikatlar yapılması, güvenlik konusunda daha sık temas edilmesi, etkileşim içinde olması gibi önümüzdeki dönemde de bu gündemler yoğunlaşacaktır ama onlar burada alınmış resmi bir karar ortak ordu şeklinde değerlendirilmemesi gerekir."

Reklam
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
Kurnazlık yapan emeklilere kötü haber: O parayı faiziyle geri ödeyecekler
Kurnazlık yapan emeklilere kötü haber: O parayı faiziyle geri ödeyecekler
Manisa İŞKUR duyurdu: Engelli ve yükümlüler için başvurular başladı
Manisa İŞKUR duyurdu: Engelli ve yükümlüler için başvurular başladı