MI6’dan MOSSAD’a uzanan gizli hat: Hüseyin Gün’ün bağlantı ağı deşifre edildi
Giriş: 25.10.2025 23:30 Son Güncelleme: 26.10.2025 03:44
Ekosistemde FETÖ modeli casusluk şoku! İBB veri tabanının kopyalandığı iddiası gündemi sarsıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun yürüttüğü 2025/57354 sayılı dosyada şüpheli sıfatıyla ifade veren Hüseyin Gün, 2019 yerel seçimleri sürecinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait veriler üzerinde yapılan dijital çalışmalarla ilgili dikkat çekici bilgiler paylaştı.
Gün, Necati Özkan'ın talebiyle açık kaynak istihbaratı (OSINT) kapsamında araştırma yaptığını belirterek, "İBB veritabanını hacklemedim, herhangi bir çalma girişiminde bulunmadım. Yalnızca açık kaynakta bulunan bilgileri teknik ekibime incelettim," dedi. OSINT altında bulunan dark web bölümünde İBB'ye ait e-posta adresleri ve şifrelerin yer aldığını gördüklerini, yaklaşık 20 adet ekran görüntüsünü Necati Özkan'a gönderdiğini söyledi. "Veriler hacklenmiş olabilir ya da birileri tarafından rızaen yüklenmiş olabilir, bunu bilmem mümkün değil," ifadelerini kullandı.

DİJİTAL RAPORLAR VE GİZLİ MESAJLAŞMA
Hüseyin Gün, teknik ekibinde yer alan Aaron Barr'ın analizleri hazırladığını, kendisinin yalnızca raporları inceleyip Necati Özkan'a ilettiğini anlattı. Raporlarda İstanbul'un farklı bölgelerindeki seçmen eğilimleri, talepler ve kampanya yönlendirmeleri yer aldı.
İletişimlerin şifreli Wickr uygulaması üzerinden yürütüldüğünü belirten Gün, "Benim kullanıcı adım Jupiter1881'di," dedi. Seçimlerin ardından Necati Özkan'ın talebiyle İBB'ye ait bir binada sosyal yardım projelerine ilişkin bir sunum yaptığını, ancak bunun ticari bir anlaşmaya dönüşmediğini belirtti.

İSTİHBARAT BAĞLANTILARI
Savcılığın ön inceleme raporuna göre, Gün'ün cihazlarında 5 bin 697 kişilik rehber listesi tespit edildi. Listede yabancı istihbarat servisi çalışanları ve bürokratların yanı sıra İngiltere dış istihbarat servisi MI6 Başkanı Richard Moore'un da yer aldığı belirtildi. Rapora göre, Gün'ün kullandığı telefon hattı ile Richard Moore'un hattı arasında iletişim trafiği saptandı. Gün, Moore'u "İngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi olduğu dönemden tanıdığını, sonrasında bir teması olmadığını" ifade etti. Cihazlarda ayrıca Aaron Barr'a ait "ADBARR CV.pdf" adlı belge bulundu. Belgede Barr, 33 yıllık istihbarat ve güvenlik geçmişine sahip, "tam otomatik sosyal medya dijital efekt platformu" geliştiren bir teknoloji direktörü olarak tanımlanıyordu.
YASAL OLMAYAN ERİŞİM KAPASİTESİ
Savcılık dosyasındaki yazışmalarda Barr'ın, "Gelecekte verilere daha geniş erişim sağlamak için yapabileceklerimiz var, ancak bu verilerin tamamen halka açık olduğunu iddia edemeyiz," mesajını gönderdiği; Gün'ün ise sistemlerinin yasal olmayan yollardan da veri toplayabilecek kapasitede olduğunu kabul ettiği kaydedildi. Aynı yazışmalarda "MU" kod adlı bir kişiyle ilgili stratejik analiz talimatları ve "Tom Conroy" adlı istihbarat bağlantılı bir isimden bahsediliyordu. Gün, Conroy'u şahsen tanımadığını, bu kişinin Barr'ın çevresinden biri olduğunu savundu.

SOSYAL MEDYA OPERASYONU
Dosyaya giren yeni yazışmalarda Chris McGrath adlı kişinin, "Çalışanların sosyal medyasındaki kilit toplulukları ve tehdit oluşturan grupları hedeflememiz gerekecek. Bununla ilgili planı yazıya dökeceğim," dediği belirlendi. Mesajlarda hedefin "belirli grupları etkilemek mi yoksa arama sonuçlarını yönetmek mi olduğu" tartışıldı. Yazışmalarda kimlerin paylaşım yaptığı, olumlu ya da olumsuz içerik ürettiği gibi bilgilerin analiz edilerek hedef kitleye yönelik dijital davranış haritaları çıkarıldığı görüldü.


A Haber canlı yayınında konuşan Mehmet Karataş ve Kenan Kıran, 2019 seçimleri öncesi Ekrem İmamoğlu ile Seher Alaçam’ı buluşturan ismin Hüseyin Gün olduğunu açıkladı. Gün’ün, FETÖ’nün İngiltere imamı Mustafa Özcan ve yabancı istihbarat çevreleriyle bağlantılı olduğu iddiası gündeme bomba gibi düştü. MI6’dan MOSSAD’a uzanan temas zinciri, seçim sürecinin perde arkasına dair çarpıcı detaylar ortaya koydu.

A Haber ekran görüntüsü"İKİ İSMİ BULUŞTURAN KİŞİ HÜSEYİN GÜN'DÜ"
Karataş'ın aktardığına göre, İmamoğlu ile Alaçam'ı tanıştıran kişi bizzat Hüseyin Gün oldu.
Türkiye'de uzun yıllardır medya ve tanıtım faaliyetleriyle bilinen Sun Reklam Ajansı'nın sahibi Seher Alaçam, o dönemde İmamoğlu'nun seçim kampanyası için destek arayışındaydı. Hüseyin Gün ise Alaçam üzerinden İmamoğlu'yla iletişim kurdu.

Karataş, "O tarihte Hüseyin Gün, Seher Alaçam aracılığıyla Ekrem İmamoğlu'yla temasa geçti. Görüşmeye dair yazışmalar da daha sonra soruşturma dosyalarına girdi," dedi.
Ayrıca bazı medya organlarında yer alan "Hüseyin Gün, Seher Alaçam'ın üvey oğlu" iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirten Karataş,
"Bu kişi Alaçam'ın öz oğludur. Hüseyin Gün de ifadesinde Seher Alaçam'a 'anne' diye hitap ettiğini söyledi. Oğlu şu anda İstanbul Emniyeti'nde ifade veriyor," açıklamasında bulundu.
A Haber ekran görüntüsü
FETÖ VE YABANCI İSTİHBARAT BAĞLANTILARISabah Gazetesi'nden Kenan Kıran, Hüseyin Gün'ün sadece bu görüşmeyle sınırlı kalmayıp uluslararası bağlantılarıyla da dikkat çektiğini ifade etti.
Kıran'ın açıklamasına göre Gün, FETÖ'nün İngiltere imamı Mustafa Özcan ile görüşmüş ve Necati Özkan aracılığıyla İngiltere istihbaratıyla defalarca temas kurmuştu.
Kıran, Gün'ün telefon rehberinde İngiltere, ABD ve İsrail istihbarat servisleriyle bağlantılı birçok ismin bulunduğunu da açıkladı. Bunlar arasında:MI6 bünyesinde görev yapmış bir eski ajan,İngiltere Savunma Bakanlığı'na bağlı üst düzey bir istihbarat yöneticisi,
ABD Ulusal İstihbarat Konseyi'nde görevli bir analist,
MOSSAD'ın eski başkan yardımcısı yer alıyor.
Kenan Kıran değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı:
"Hüseyin Gün sadece iki ismi tanıştırmakla kalmamış, bu süreçte yabancı istihbarat çevreleriyle de yoğun bir temas içinde olmuş. Bu bağlantılar, 2019 seçim sürecine dair dikkat çekici bir tablo ortaya koyuyor."
A Haber ekran görüntüsü
A Haber canlı yayınında konuşan muhabir Mehmet Karataş, Hüseyin Gün'ün İstanbul seçim sürecinde Necati Özkan ile yaptığı bütün görüşmeleri gizlice kayıt altına aldığını söyledi. Karataş, "Hüseyin Gün, Necati Özkan ile yaptığı tüm görüşmelerin görüntüsünü başka bir telefonla kaydediyor. Bu görüntülerin ekran görüntüsünü almak dahi mümkün değil," ifadelerini kullandı.
Karataş, söz konusu uygulamanın 2023 yılında tamamen ortadan kaldırıldığını belirterek, "Uygulama birçok ülkede karanlık kişilerin eline geçti, gizli görüşme ve kayıt amacıyla kullanılmaya başlandı. Bu nedenle dünya genelinde yasaklandı. Ancak bu uygulamayı kullanan isimlerden biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin seçim direktörüydü," dedi.
A Haber ekran görüntüsü
"DIŞ İSTİHBARAT GÖLGESİNDE BİR SEÇİM YAŞANDI"
Karataş, Necati Özkan'ın İmamoğlu'nun sırtına dokunduğu meşhur görüntüye atıfta bulunarak, "Asıl mesele o elin kimde olduğu değil; seçim sürecinin tamamının kimlerin elinde olduğudur," dedi.
Karataş, "O el sadece İmamoğlu'nun sırtına değil, tüm seçim sürecine uzanmış bir dış istihbarat eliydi. Dış istihbarat gölgesinde bir seçim yaşandı," ifadelerini kullandı.
Gazeteci, Hüseyin Gün'ün göreve geldikten sadece 24 saat sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin verilerini kopyaladığını da hatırlattı.
"Yalnızca verileri kopyalamakla kalmadı; sonrasında İstanbulluları masum görünen bir uygulama üzerinden adeta hapsetti. Ardından da 4 milyon 700 bin kişinin bilgilerinin satıldığı ortaya çıktı. Bu iddialar A Haber'de de defalarca gündeme geldi," diye konuştu.
Karataş, bu olayda sadece veri tabanının kopyalanmadığını, "İstanbul Senin" adlı uygulama üzerinden İstanbulluların kişisel verilerinin ticari amaçla kullanıldığını belirtti.
"Yani bu kişiler sadece verileri almakla kalmadı; o bilgileri dışarıya sattılar. Böylece İstanbul seçimine doğrudan müdahale edildi," dedi.
A Haber ekran görüntüsü
"HÜSEYİN GÜN BU İŞİ NEDEN YAPTI?"
Karataş, Hüseyin Gün'ün bu süreçteki motivasyonuna da değinerek, "Peki, Hüseyin Gün tüm bunları neye karşılık yaptı? Para mı aldı?" sorusunu gündeme getirdi.
"Şu anda üzerinde durulan nokta bu. Tarihler veriliyor, bu tarihler Hüseyin Gün'ün tüm hareketleriyle birebir örtüşüyor. Gün'ün şoförü bir bankadan para çekiyor. Hangi bankadan çekildiği belli. Çekilen parayı, iddiaya göre Merdan Yanardağ'a veriyor," dedi.
Karataş, bu iddiayı detaylandırarak, "İstanbul seçiminde ya da sonrasındaki süreçlerde Hüseyin Gün'ün yönlendirdiği kişi Merdan Yanardağ'dı. Peki, Hüseyin Gün neden Yanardağ'a para verir? Bunun karşılığında Gün'e nasıl bir bedel ödendi? Parasal bir dönüş mü sağlandı, yoksa İstanbulluların bilgileri mi paylaşıldı? Henüz bu soruların cevabı yok," ifadelerini kullandı.
A Haber ekran görüntüsü
KODLU MESAJLAR VE İNGİLTERE BAĞLANTISI
Karataş, Hüseyin Gün'ün mesajlaşmalarında dikkat çekici kodlar bulunduğunu da açıkladı.
"O mesajların içinde kodlamalar var. Mesajda şunu söylüyor: 'Büyük olandan', yani Cumhurbaşkanından bahsediyor. 'Onun İngiltere'deki çalışmalarından biraz bilgi verebilirsen S.'nin yanında gideceğim, çok daha iyi olur' diyor. Buradaki 'S.'nin kim olduğu bilinmiyor," dedi.
Karataş, söz konusu mesajlaşmaların ciddi bir istihbarat faaliyetine işaret ettiğini belirterek, "Cumhurbaşkanının İngiltere'deki çalışmalarına ilişkin bilgi isteyen bir kişinin, bu bilgileri nereye aktardığı bilinmiyor. Ancak bu kadar önemli verilerin paylaşılması, sürecin sadece Türkiye içinden değil, dış istihbarat kanallarıyla da yürütüldüğünü düşündürüyor," değerlendirmesinde bulundu.
A Haber ekran görüntüsü
"İSTANBUL SEÇİMİ BİR VERİ OPERASYONUNA DÖNÜŞTÜ"
Karataş, tüm bu iddiaların İstanbul seçiminin bir siyasi rekabetin ötesinde, "veri ve istihbarat operasyonuna" dönüştüğünü söyledi.
"Ortada sadece siyasi bir mücadele yok. Veriler, kişiler, iletişim ağları ve para trafiğiyle örülmüş çok daha derin bir yapı var. Hüseyin Gün'ün de bu yapının kilit taşlarından biri olduğu görülüyor," dedi.
A Haber, ekran görüntüsü
HÜSEYİN GÜN'ÜN TEMAS HALİNDE OLDUĞU İSİMLER ORTAYA ÇIKTI
A Haber ekranlarında yayınlanan belgelerde, Hüseyin Gün'ün çok sayıda yabancı istihbarat mensubu ve eski askeri yetkiliyle irtibat kurduğu ortaya çıktı sürüldü. Belgelerde, İngiltere, ABD ve İsrail kökenli bazı önemli isimlerin listelendi. işte o isimler...
İNGİLTERE BAĞLANTILARI
Richard Moore'un, İngiltere Dış İstihbarat Servisi MI6'nın başında bulunduğu dönemde Gün ile irtibat kurduğu ortaya çıktı.Görüştüğü isimlerden Allen Sir Mark'ın da MI6 bünyesinde uzun yıllar görev yaptığı belirtildi. Ayrıca İngiltere ordusundan emekli generaller Jonathan Shaw ve eski Genelkurmay Başkanı Charles Guthrie ile de temas kurduğu
ortaya çıktı.
ABD BAĞLANTILARI
ABD istihbaratında 25 yıl görev yapan Aaron Barr'ın Gün ile sekiz kez temas kurduğu kaydedildi. CIA eski istihbarat direktör yardımcısı Jami Miscik'in de listede yer aldı. Bunun yanı sıra ABD Hava Kuvvetleri eski subayı Adam Zarazinski'nin de bağlantılı olduğu belirtildi.
İSRAİL BAĞLANTILARI
A Haber'de Eski Mossad yetkilisi ve Netanyahu'nun bir dönem özel temsilcisi olan David Meidan ile İsrail ordusundan general rütbesiyle emekli Amir Aviv'in de irtibat ağında bulunduğu ifade edildi. Ayrıca İsrail Silah Geliştirme Kurumu eski başkanı Ophir Shoham'ın da temas kurduğu isimler arasında olduğu bilgisi paylaşıldı.
Ekosistemde FETÖ modeli casusluk şoku! İBB veri tabanının kopyalandığı iddiası gündemi sarsıyor 
Yolsuzluk ve rüşvetten tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu'nun merkezinde olduğu öne sürülen casusluk soruşturmasından çarpıcı ve FETÖ yöntemlerini anımsatan detaylar çıktı. Soruşturma kayıtlarına göre, İngiliz istihbaratıyla bağlantılı olduğu iddia edilen iş insanı Hüseyin Gün'ün el konulan dijital materyallerinde, İmamoğlu'nun seçim kampanyasını yöneten Necati Özkan'a İstanbul Büyükşehir Belediyesi veri tabanının kopyalanmasına dair yazışmaların olduğu belirtiliyor; bu yazışmaların kriptolu mesajlaşma uygulamaları üzerinden gerçekleştirildiği iddiaları da dosyaya girdi...
Muhalefet partileri ve kampanya ekipleri, bu tür güvenlik ve istihbarat iddiaları karşısında sessiz kalamaz; seçmene hesap verecek bir açıklama yapmak zorundalar. Soruşturmanın derinleştirilmesiyle ortaya çıkan bu yeni bulgular, İmamoğlu'nun kamu kaynakları ve seçim güvenliği üzerine ciddi soru işaretleri bıraktı.
İstanbul'da casusluk şebekesine yönelik operasyonda yolsuzluk ve rüşvet soruşturması kapsamında tutuklanan eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun İngiliz derin devletiyle bütün bağlantıları deşifre oldu. Geçtiğimiz temmuz ayında üvey oğlunun ihbarıyla İngiliz istihbaratıyla bağlantısı çıktıktan sonra tutuklanan Hüseyin Gün'ün telefonlarındaki incelemelerde İngiliz istihbaratının Türkiye'deki 2019 yerel seçimlerine nasıl müdahale ettiği belgelendi.
İngiliz istihbarat birimi MI6 ve CIA eski çalışanlarıyla irtibatlı olan Gün'ün, Necati Özkan ile birlikte İmamoğlu'nun seçim kampanyasını, ByLock gibi bir uygulama üzerinden İmamoğlu'nun izleyeceği stratejileri öğrenerek yönetti. Herhangi bir şirkette çalışmayan ama hesaplarında 85 milyon lira para trafiği çıkan Almanya doğumlu Hüseyin Gün'ün (51) ele geçirilen telefonundaki yazışmalarda 31 Aralık 2023'te tamamen kapatılan uçtan uca şifreli güvenli mesajlaşma uygulaması Wickr Me üzerinden Özkan ile görüştüğü belirlendi.
MAKAM ODASINA GİRMİŞ
Hüseyin Gün'ün telefonundan Ekrem İmamoğlu'nun makam odasında çekilen bir fotoğrafı çıktı.
'YETKİMİZ YOK, RİSK ALDIK'
Gün ile Özkan arasında seçim döneminde kullanılması için AK Parti'nin adayı Binali Yıldırım ile ilgili üretilen yüzlerce sahte belge de bulundu. Gün'ün telefonundaki 721 adet notlarda istihbarat elemanlarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin veritabanını da çaldığı belgelendi. İşte o mesajlar:
İBB veri tabanı kopyalama sorunu risklerini azaltmak için yapay zekâ dijital ordumuzu etki aracı kullandık ve aktive ettik. Bu araçları kullanırken dikkatli olmalıyız. Bize resmi yetki verilmiş değil ama ben risk aldım. Umarım bu siz ve kampanya tarafından not edilmiştir.
Sanırım Esenler Belediye Başkanı Göksu bugün meclis konuşmasında hodri meydan demiş; "Bu arabalar nerede gezmiş, ispat et" demiş. GPS cihazı kapalı olsa bile GPS verilerini geri alabiliyoruz. Eğer silinmiş verileri GPS veya diğer silinmiş veri setlerini geri alamazsanız, gerekirse diğer teknik ekibim yardımcı olabilir.
Şu anda AKP kontrolünde kalan İstanbul ilçelerinden gerçek zamanlı dijital istihbarat topluyoruz.
Güvenlik protokolünün bir parçası olarak, günlük güncelleme raporunu yazdırın ve dizüstü bilgisayarınızdaki tüm elektronik kopyaları silin. Lütfen cihazlarınızda herhangi bir elektronik kopya saklamayın. Bu mesajı aldığınızı onaylayın.
O MESAJ UYGULAMASI KAPATILDI
İngiliz istihbaratı bağlantılı Hüseyin Gün'ün İmamoğlu'nun kampanya sorumlusu Necati Özkan'a mesaj göndermek için kullandığı Wickr Me uçtan uca şifreli mesajlaşma uygulaması 31 Aralık 2023'te bireysel kullanıcılar için tamamen kapatıldı. Wicker Me'nin silah kaçakçıları, uyuşturucu ticareti yapanlar ve çeteler tarafından da kullanıldığına dair CIA raporları bulunuyor.
İMAMOĞLU VERİ KOPYALAMAYA İZİN VEREN BELGEYİ İMZALADI!
İstanbul 4. İdare Mahkemesi, 18 Nisan 2019'da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun belediye ve bağlı kuruluşların veri tabanı kayıtlarının elektronik olarak kopyalanmasını içeren kararının yürütmesini durdurmuştu.
DARBE NOTU ALDI, O HAİNLE GÖRÜŞTÜ
Gün'ün tuttuğu el yazısı defter ve belgelerde farklı ülkelerdeki Darbe Girişimi/İç karışıklık olayları ile alakalı hususlardan bahsedildiği, FETÖ'nün üst yönetim kadrosundaki ve İngiltere imamı olarak nitelendirilen Mustafa Özcan ile yüz yüze görüşme gerçekleştirdiği belirlendi.
İSTANBUL'U ÖRÜMCEK AĞI GİBİ SARMA PLANI HAZIRLADILAR!
BAŞKAN AKILLIYSA İPE TUTUNUR
İngiliz istihbaratının İmamoğlu seçildikten sonra da desteğine devam ettiği, 9 Temmuz 2019'da Özkan'a bir şema fotoğrafı gönderen Gün'ün "Bu şema İstanbul mimarlığının altyapısı, başkan akıllıysa bu ipe tutunur" şeklinde mesajlar gönderdiği belirlendi. Yazı tahtasına hazırlanan İngilizce şemanın Türkçe çevirisinde "İstanbul genel grup, 39 ilçe izleme, Toplum grupları, STK, Meslek kuruluşları (sendikalar), Polis devletin kontrolü altında" şeklinde ibarelerin olduğu görüldü.
BİLGİLER ŞİFRELİ DOSYADA
İngiliz istihbaratıyla bağlantılı Hüseyin Gün'ün, İmamoğlu'nun seçim kampanyasını yöneten Necati Özkan'a yolladığı en dikkat çeken mesajlardan biri "Dün akşam Sn. İmamoğlu bir soru sordu; 'Kim bu afişleri asıyor?' Detaylı cevaba ulaşıldı. Hangi şirket, kim, ilişki ağı, unvanları vesaire. Bilgiler şifreli dosya içerisinde" oldu.
"MAMİM" HATTI VE SEHER ALAÇAM'IN ROLÜ
Soruşturma dosyasına göre, Hüseyin Gün ifadesinde Seher Erçili Alaçam'ı "manevi annesi" olarak tanımladı. 2019 seçim sürecinde Alaçam aracılığıyla Necati Özkan ve dolaylı olarak Ekrem İmamoğlu ile temas kurduğunu belirtti. Seçimlerin iptal edilmesinin ardından yapılan ikinci seçim döneminde Alaçam'ın yönlendirmesiyle Gün, Etiler'deki ofisinde Necati Özkan ile görüştü. Bu görüşmede, sosyal medya analizleri, dijital veri takibi ve seçmen eğilimlerine ilişkin istihbarat niteliğinde raporlar hazırlanması kararlaştırıldı.

"ANNE" VURGUSU VE İMAMOĞLU GÖRÜŞMESİ
Gün'ün dijital materyallerinde yer alan 26 Ağustos 2019 tarihli WhatsApp yazışmalarında, Aaron Barr'a gönderdiği bir fotoğrafın açıklamasında, "Ortadaki kadın benim patronum (aile reisi, anne)" ifadeleri yer aldı. Savcılık, fotoğraftaki kadının Seher Erçili Alaçam, diğer kişilerin ise Hüseyin Gün ve Ekrem İmamoğlu olduğunu tespit etti. Gün, bu görüşmenin Alaçam'ın organizasyonuyla İmamoğlu'nun makamında gerçekleştiğini, kendisinin "Kampanya sürecindeki yardımlarınızdan dolayı çok teşekkür ederim" sözünü duyduğunu ifade etti. Yaklaşık 10 dakika süren görüşmeden sonra Gün, "İmamoğlu'nun seçim sürecindeki dijital desteklerden haberdar olduğunu anladım," dedi. Savcılık, Gün'ün bu beyanının önceki ifadeleriyle çeliştiğine dikkat çekti.

MAMİM YAZIŞMALARI VE YÖNLENDİRMELER
2019 yılına ait WhatsApp konuşmalarında Alaçam'ın kullanıcı adının Mamim olduğu belirlendi. Yazışmalarda Alaçam'ın, "Nebil Z. ile görüştüm", "Hemen Necati'yi ara dedi", "Neco Fatih Altaylı'nın programına çıktı" ve "Boğaz içi ön görüşüm için Necoya gönder" gibi mesajları yer aldı. Gün ise "Şimdi bunları atmam doğru olmaz", "Evvela kendi işlerimizi yola sokalım" ve "Bir içeri girelim, sonrası kolay mamim" şeklinde yanıtlar verdi. Savcılık, bu mesajların içeriğiyle ilgili soruya Gün'ün, "Manevi annem Seher Alaçam'ın Sarıyer'deki villasına komşusuyla açılan haksız işgal davasına dair mesajlardır," açıklamasını yaptığını, ancak beyanın dosya kapsamıyla çeliştiğini kaydetti.
WASHINGTON YAZIŞMASI VE YABANCI TEMASLAR
Dosyada, Hüseyin Gün ile Alaçam arasında geçen bir mesajda Gün'ün, "9 Haziran'da Washington'da önde gelen savunma sanayi firması bizim firmayı satın almak için Aaron'u davet etti, tüm masraflarını ödüyorlar. Sadece 'gel bizi gör ve bize sat' diyorlar. İyi şeyler oluyor mamim," ifadelerini kullandığı tespit edildi. Bu görüşmenin ABD merkezli PiiQ Media adlı dijital analiz şirketinin satışıyla ilgili olduğu anlaşıldı. Gün, "Bu şirketi 2022 sonlarına doğru sattık diye hatırlıyorum," dedi. Savcılık, bu yazışmayı "yabancı savunma sanayi çevreleriyle ticari temas" kapsamında özel incelemeye aldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun yürüttüğü 2025/57354 sayılı dosyada şüpheli sıfatıyla ifade veren Hüseyin Gün, 2019 yerel seçimleri sürecinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait veriler üzerinde yapılan dijital çalışmalarla ilgili dikkat çekici bilgiler paylaştı.
Gün, Necati Özkan'ın talebiyle açık kaynak istihbaratı (OSINT) kapsamında araştırma yaptığını belirterek, "İBB veritabanını hacklemedim, herhangi bir çalma girişiminde bulunmadım. Yalnızca açık kaynakta bulunan bilgileri teknik ekibime incelettim," dedi. OSINT altında bulunan dark web bölümünde İBB'ye ait e-posta adresleri ve şifrelerin yer aldığını gördüklerini, yaklaşık 20 adet ekran görüntüsünü Necati Özkan'a gönderdiğini söyledi. "Veriler hacklenmiş olabilir ya da birileri tarafından rızaen yüklenmiş olabilir, bunu bilmem mümkün değil," ifadelerini kullandı.
K
Hüseyin Gün, teknik ekibinde yer alan Aaron Barr'ın analizleri hazırladığını, kendisinin yalnızca raporları inceleyip Necati Özkan'a ilettiğini anlattı. Raporlarda İstanbul'un farklı bölgelerindeki seçmen eğilimleri, talepler ve kampanya yönlendirmeleri yer aldı. İletişimlerin şifreli Wickr uygulaması üzerinden yürütüldüğünü belirten Gün, "Benim kullanıcı adım Jupiter1881'di," dedi. Seçimlerin ardından Necati Özkan'ın talebiyle İBB'ye ait bir binada sosyal yardım projelerine ilişkin bir sunum yaptığını, ancak bunun ticari bir anlaşmaya dönüşmediğini belirtti.

İSTİHBARAT BAĞLANTILARI
Savcılığın ön inceleme raporuna göre, Gün'ün cihazlarında 5 bin 697 kişilik rehber listesi tespit edildi. Listede yabancı istihbarat servisi çalışanları ve bürokratların yanı sıra İngiltere dış istihbarat servisi MI6 Başkanı Richard Moore'un da yer aldığı belirtildi. Rapora göre, Gün'ün kullandığı telefon hattı ile Richard Moore'un hattı arasında iletişim trafiği saptandı. Gün, Moore'u "İngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi olduğu dönemden tanıdığını, sonrasında bir teması olmadığını" ifade etti. Cihazlarda ayrıca Aaron Barr'a ait "ADBARR CV.pdf" adlı belge bulundu. Belgede Barr, 33 yıllık istihbarat ve güvenlik geçmişine sahip, "tam otomatik sosyal medya dijital efekt platformu" geliştiren bir teknoloji direktörü olarak tanımlanıyordu.
YASAL OLMAYAN ERİŞİM KAPASİTESİ
Savcılık dosyasındaki yazışmalarda Barr'ın, "Gelecekte verilere daha geniş erişim sağlamak için yapabileceklerimiz var, ancak bu verilerin tamamen halka açık olduğunu iddia edemeyiz," mesajını gönderdiği; Gün'ün ise sistemlerinin yasal olmayan yollardan da veri toplayabilecek kapasitede olduğunu kabul ettiği kaydedildi. Aynı yazışmalarda "MU" kod adlı bir kişiyle ilgili stratejik analiz talimatları ve "Tom Conroy" adlı istihbarat bağlantılı bir isimden bahsediliyordu. Gün, Conroy'u şahsen tanımadığını, bu kişinin Barr'ın çevresinden biri olduğunu savundu.

SOSYAL MEDYA OPERASYONU
Dosyaya giren yeni yazışmalarda Chris McGrath adlı kişinin, "Çalışanların sosyal medyasındaki kilit toplulukları ve tehdit oluşturan grupları hedeflememiz gerekecek. Bununla ilgili planı yazıya dökeceğim," dediği belirlendi. Mesajlarda hedefin "belirli grupları etkilemek mi yoksa arama sonuçlarını yönetmek mi olduğu" tartışıldı. Yazışmalarda kimlerin paylaşım yaptığı, olumlu ya da olumsuz içerik ürettiği gibi bilgilerin analiz edilerek hedef kitleye yönelik dijital davranış haritaları çıkarıldığı görüldü.

"MAMİM" HATTI VE SEHER ALAÇAM'IN ROLÜ
Soruşturma dosyasına göre, Hüseyin Gün ifadesinde Seher Erçili Alaçam'ı "manevi annesi" olarak tanımladı. 2019 seçim sürecinde Alaçam aracılığıyla Necati Özkan ve dolaylı olarak Ekrem İmamoğlu ile temas kurduğunu belirtti. Seçimlerin iptal edilmesinin ardından yapılan ikinci seçim döneminde Alaçam'ın yönlendirmesiyle Gün, Etiler'deki ofisinde Necati Özkan ile görüştü. Bu görüşmede, sosyal medya analizleri, dijital veri takibi ve seçmen eğilimlerine ilişkin istihbarat niteliğinde raporlar hazırlanması kararlaştırıldı.

"ANNE" VURGUSU VE İMAMOĞLU GÖRÜŞMESİ
Gün'ün dijital materyallerinde yer alan 26 Ağustos 2019 tarihli WhatsApp yazışmalarında, Aaron Barr'a gönderdiği bir fotoğrafın açıklamasında, "Ortadaki kadın benim patronum (aile reisi, anne)" ifadeleri yer aldı. Savcılık, fotoğraftaki kadının Seher Erçili Alaçam, diğer kişilerin ise Hüseyin Gün ve Ekrem İmamoğlu olduğunu tespit etti. Gün, bu görüşmenin Alaçam'ın organizasyonuyla İmamoğlu'nun makamında gerçekleştiğini, kendisinin "Kampanya sürecindeki yardımlarınızdan dolayı çok teşekkür ederim" sözünü duyduğunu ifade etti. Yaklaşık 10 dakika süren görüşmeden sonra Gün, "İmamoğlu'nun seçim sürecindeki dijital desteklerden haberdar olduğunu anladım," dedi. Savcılık, Gün'ün bu beyanının önceki ifadeleriyle çeliştiğine dikkat çekti.

MAMİM YAZIŞMALARI VE YÖNLENDİRMELER
2019 yılına ait WhatsApp konuşmalarında Alaçam'ın kullanıcı adının Mamim olduğu belirlendi. Yazışmalarda Alaçam'ın, "Nebil Z. ile görüştüm", "Hemen Necati'yi ara dedi", "Neco Fatih Altaylı'nın programına çıktı" ve "Boğaz içi ön görüşüm için Necoya gönder" gibi mesajları yer aldı. Gün ise "Şimdi bunları atmam doğru olmaz", "Evvela kendi işlerimizi yola sokalım" ve "Bir içeri girelim, sonrası kolay mamim" şeklinde yanıtlar verdi. Savcılık, bu mesajların içeriğiyle ilgili soruya Gün'ün, "Manevi annem Seher Alaçam'ın Sarıyer'deki villasına komşusuyla açılan haksız işgal davasına dair mesajlardır," açıklamasını yaptığını, ancak beyanın dosya kapsamıyla çeliştiğini kaydetti.
WASHINGTON YAZIŞMASI VE YABANCI TEMASLAR
Dosyada, Hüseyin Gün ile Alaçam arasında geçen bir mesajda Gün'ün, "9 Haziran'da Washington'da önde gelen savunma sanayi firması bizim firmayı satın almak için Aaron'u davet etti, tüm masraflarını ödüyorlar. Sadece 'gel bizi gör ve bize sat' diyorlar. İyi şeyler oluyor mamim," ifadelerini kullandığı tespit edildi. Bu görüşmenin ABD merkezli PiiQ Media adlı dijital analiz şirketinin satışıyla ilgili olduğu anlaşıldı. Gün, "Bu şirketi 2022 sonlarına doğru sattık diye hatırlıyorum," dedi. Savcılık, bu yazışmayı "yabancı savunma sanayi çevreleriyle ticari temas" kapsamında özel incelemeye aldı.

İSRAİL VE ABD SEYAHATLERİNDE ÇELİŞKİLİ BEYANLAR
Soruşturma dosyasına yansıyan GPS kayıtları ve dijital veri incelemeleri, Hüseyin Gün'ün yurt dışı temaslarına dair yeni ayrıntılar ortaya koydu. Savcılığın "Konum-1", "Konum-2" ve "Konum-3" başlıklarıyla incelediği bölümlerde Gün'ün İsrail ve ABD ziyaretleriyle ilgili beyanlarında tutarsızlıklar tespit edildi. İlk ifadesinde konum bilgisi sorulan Hüseyin Gün, "Pasaportumu kaybetmemden sebep başvuru amacıyla oradaydım" diyerek resmi bir gerekçe sundu. Ancak bir sonraki konumda, bu kez "ticari ilişki maksadıyla ve bir keresinde düğün için gitmiştim" dedi. Üçüncü konuma dair ifadesinde ise "Amerika Birleşik Devletleri'nde ticari faaliyet yürütmekteydim, toplantılarım vardı, onunla alakalı gitmiştim" açıklamasını yaptı. Savcılık kaynakları, bu üç beyan arasındaki zaman ve amaç farklılıklarının, dijital veri kayıtlarıyla örtüşmediğini belirtti. Özellikle İsrail seyahatiyle aynı döneme denk gelen "ticari ilişki" ifadesinin, daha önce "pasaport başvurusu" olarak açıklanan tarihlerle çakıştığı vurgulandı. Soruşturma makamları, bu çelişkilerin "yurtdışı temaslarının gerçek amacını gizleme girişimi" olup olmadığını araştırıyor.
İBB'DE SUNUM VE "ÖZEL KALEM" YAZIŞMASI
Soruşturma kayıtlarında, Aaron Barr'ın 2 Eylül 2019 tarihli mesajında "Necati Bey, gelecek hafta etkili bir demo yapabilmemiz için aşağıdaki soruların yanıtlarını bilmemiz gerekiyor" dediği görüldü. Mesajda "İBB'nin hangi alanlarıyla ilgileniyorsunuz, eğitim, mülteci meselesi, ulaşım mı?" ifadeleri yer aldı. Gün, bu mesajın "İBB sosyal yardım hizmetlerine dair planlanan sunumla" ilgili olduğunu söyledi. Ancak savcılık, yazışmada geçen "CoS (Chief of Staff)" yani "Özel Kalem Müdürü" ifadesi nedeniyle konunun sadece teknik bir sunumdan ibaret olmadığını değerlendirdi.

"İSTİHBARAT AĞI" VE FETÖ HATTI
2020 yılına ait yazışmalarda Barr'ın Gün'e, "İstihbarat ağını kullan, David Cohen ve NYPD eski başkan yardımcısına ulaş," mesajını gönderdiği görüldü. Gün, bu ağı "ticari faaliyet amaçlı" kullandığını savundu.Yazışmalarda ABD istihbarat çevresinden Bill Studeman ve Rich Haver gibi isimler de geçti. Ayrıca dosyada dikkat çeken bir diğer isim Aytaç Ocaklı oldu. Savcılık kayıtlarında Gün ile Ocaklı arasında 2011 yılına ait telefon ve yüz yüze görüşme trafiği tespit edildi. Gün, bu temasın "maden yatırımıyla ilgili" olduğunu savundu. Ancak güvenlik kaynaklarına göre Aytaç Ocaklı, FETÖ bağlantılı eski savcı Zekeriya Öz'ü yurt dışına kaçıran ekiple temastaydı. Bu nedenle Gün–Ocaklı ilişkisi, örgütsel irtibat şüphesiyle ayrıca soruşturma kapsamına alındı.
DIŞ İSTİHBARAT REHBERİ VE "ESKİ DOSTLAR" AĞI
Savcılığın ön inceleme raporuna göre Gün'ün telefon rehberinde MI6, CIA, GCHQ gibi servislerde görev yapmış çok sayıda üst düzey ismin numarası bulundu. Bu kişiler arasında: Richard Moore, Mark John Spurgeon Allen, Jami Miscik, Joseph Charles French, Brian Scott, Lord Charles Guthrie, Jonathan Shaw ve Christopher Sturgess yer aldı. Ayrıca "Eski dostlar ağı (isimlerden sadece birkaçı)" adlı belgede, Kraliyet mensubu Prens Michael of Kent, Sir Christopher Geidt, Sir Iain Lobban, Rick Ledgett, Phil Reilly, Lord Jonathan Evans, Lord Bernard Hogan-Howe, Guillaume Poupard ve Paddy McGuinness gibi isimlerin bulunduğu tespit edildi. Gün, bu kişileri "iş bağlantısı çerçevesinde tanıdığını" ileri sürdü; ancak savcılık, rehber kayıtlarını "yabancı istihbarat servisleriyle dolaylı irtibat" delili olarak değerlendirdi.

CHEMI PERES, EHUD OLMERT VE MURAT ONGUN DETAYI
Soruşturma tutanaklarına göre Gün'ün rehberinde, eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, yatırımcı Chemi Peres, Aytaç Ocaklı ve Murat Ongun gibi isimler yer aldı. Savcılık, Olmert ve Peres'le iletişim trafiği tespit ederken Gün bu temasları "ticari nitelikte" olarak savundu. Murat Ongun'un numarasını ise "seçim döneminde kaydetmiş olabilirim, görüşmedik" diyerek açıkladı.

HTS KAYITLARI VE MERDAN YANARDAĞ TEMASI
HTS kayıtları, Gün'ün kullandığı GSM hatları ile Necati Özkan ve Merdan Yanardağ arasında arama ve mesaj trafiği bulunduğunu gösterdi. Alaçam'ın 25 Temmuz 2021 tarihli mesajında "Merdan'a yazdım, senin haftaya yurt dışına çıkacağını söyledim" ifadesi yer aldı. Gün, tanışıklığın "manevi annesi" aracılığıyla gerçekleştiğini savundu.

ÇELİŞKİLER VE ETKİN PİŞMANLIK
Savcılık kaynaklarına göre, Hüseyin Gün'ün ifadeleri ve dijital materyallerinde çok sayıda çelişki bulundu. Gün bir yandan verilerin "dark web'den alınmış olabileceğini" söylerken, diğer yandan teknik sistemlerinin "veri toplama kapasitesini" kabul etti. Ayrıca Alaçam'la yazışmalarını "kişisel mesele" olarak açıklaması, soruşturma kapsamındaki dijital belgelerle örtüşmedi. Gün, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek, "Emniyette verdiğim ifadeler doğrudur, baskı altında değildim," dedi. Savcılık, "Mamim hattı", FETÖ bağlantısı, yabancı istihbarat rehberi ve dark web verilerinin tamamını birlikte değerlendirerek dosyayı genişletti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun yürüttüğü 2025/57354 sayılı dosyada şüpheli sıfatıyla ifade veren Hüseyin Gün, 2019 yerel seçimleri sürecinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait veriler üzerinde yapılan dijital çalışmalarla ilgili dikkat çekici bilgiler paylaştı.
Gün, Necati Özkan'ın talebiyle açık kaynak istihbaratı (OSINT) kapsamında araştırma yaptığını belirterek, "İBB veritabanını hacklemedim, herhangi bir çalma girişiminde bulunmadım. Yalnızca açık kaynakta bulunan bilgileri teknik ekibime incelettim," dedi. OSINT altında bulunan dark web bölümünde İBB'ye ait e-posta adresleri ve şifrelerin yer aldığını gördüklerini, yaklaşık 20 adet ekran görüntüsünü Necati Özkan'a gönderdiğini söyledi. "Veriler hacklenmiş olabilir ya da birileri tarafından rızaen yüklenmiş olabilir, bunu bilmem mümkün değil," ifadelerini kullandı.

DİJİTAL RAPORLAR VE GİZLİ MESAJLAŞMA
Hüseyin Gün, teknik ekibinde yer alan Aaron Barr'ın analizleri hazırladığını, kendisinin yalnızca raporları inceleyip Necati Özkan'a ilettiğini anlattı. Raporlarda İstanbul'un farklı bölgelerindeki seçmen eğilimleri, talepler ve kampanya yönlendirmeleri yer aldı. İletişimlerin şifreli Wickr uygulaması üzerinden yürütüldüğünü belirten Gün, "Benim kullanıcı adım Jupiter1881'di," dedi. Seçimlerin ardından Necati Özkan'ın talebiyle İBB'ye ait bir binada sosyal yardım projelerine ilişkin bir sunum yaptığını, ancak bunun ticari bir anlaşmaya dönüşmediğini belirtti.

İSTİHBARAT BAĞLANTILARI
Savcılığın ön inceleme raporuna göre, Gün'ün cihazlarında 5 bin 697 kişilik rehber listesi tespit edildi. Listede yabancı istihbarat servisi çalışanları ve bürokratların yanı sıra İngiltere dış istihbarat servisi MI6 Başkanı Richard Moore'un da yer aldığı belirtildi. Rapora göre, Gün'ün kullandığı telefon hattı ile Richard Moore'un hattı arasında iletişim trafiği saptandı. Gün, Moore'u "İngiltere'nin Türkiye Büyükelçisi olduğu dönemden tanıdığını, sonrasında bir teması olmadığını" ifade etti. Cihazlarda ayrıca Aaron Barr'a ait "ADBARR CV.pdf" adlı belge bulundu. Belgede Barr, 33 yıllık istihbarat ve güvenlik geçmişine sahip, "tam otomatik sosyal medya dijital efekt platformu" geliştiren bir teknoloji direktörü olarak tanımlanıyordu.
YASAL OLMAYAN ERİŞİM KAPASİTESİ
Savcılık dosyasındaki yazışmalarda Barr'ın, "Gelecekte verilere daha geniş erişim sağlamak için yapabileceklerimiz var, ancak bu verilerin tamamen halka açık olduğunu iddia edemeyiz," mesajını gönderdiği; Gün'ün ise sistemlerinin yasal olmayan yollardan da veri toplayabilecek kapasitede olduğunu kabul ettiği kaydedildi. Aynı yazışmalarda "MU" kod adlı bir kişiyle ilgili stratejik analiz talimatları ve "Tom Conroy" adlı istihbarat bağlantılı bir isimden bahsediliyordu. Gün, Conroy'u şahsen tanımadığını, bu kişinin Barr'ın çevresinden biri olduğunu savundu.

SOSYAL MEDYA OPERASYONU
Dosyaya giren yeni yazışmalarda Chris McGrath adlı kişinin, "Çalışanların sosyal medyasındaki kilit toplulukları ve tehdit oluşturan grupları hedeflememiz gerekecek. Bununla ilgili planı yazıya dökeceğim," dediği belirlendi. Mesajlarda hedefin "belirli grupları etkilemek mi yoksa arama sonuçlarını yönetmek mi olduğu" tartışıldı. Yazışmalarda kimlerin paylaşım yaptığı, olumlu ya da olumsuz içerik ürettiği gibi bilgilerin analiz edilerek hedef kitleye yönelik dijital davranış haritaları çıkarıldığı görüldü.

"MAMİM" HATTI VE SEHER ALAÇAM'IN ROLÜ
Soruşturma dosyasına göre, Hüseyin Gün ifadesinde Seher Erçili Alaçam'ı "manevi annesi" olarak tanımladı. 2019 seçim sürecinde Alaçam aracılığıyla Necati Özkan ve dolaylı olarak Ekrem İmamoğlu ile temas kurduğunu belirtti. Seçimlerin iptal edilmesinin ardından yapılan ikinci seçim döneminde Alaçam'ın yönlendirmesiyle Gün, Etiler'deki ofisinde Necati Özkan ile görüştü. Bu görüşmede, sosyal medya analizleri, dijital veri takibi ve seçmen eğilimlerine ilişkin istihbarat niteliğinde raporlar hazırlanması kararlaştırıldı.

"ANNE" VURGUSU VE İMAMOĞLU GÖRÜŞMESİ
Gün'ün dijital materyallerinde yer alan 26 Ağustos 2019 tarihli WhatsApp yazışmalarında, Aaron Barr'a gönderdiği bir fotoğrafın açıklamasında, "Ortadaki kadın benim patronum (aile reisi, anne)" ifadeleri yer aldı. Savcılık, fotoğraftaki kadının Seher Erçili Alaçam, diğer kişilerin ise Hüseyin Gün ve Ekrem İmamoğlu olduğunu tespit etti. Gün, bu görüşmenin Alaçam'ın organizasyonuyla İmamoğlu'nun makamında gerçekleştiğini, kendisinin "Kampanya sürecindeki yardımlarınızdan dolayı çok teşekkür ederim" sözünü duyduğunu ifade etti. Yaklaşık 10 dakika süren görüşmeden sonra Gün, "İmamoğlu'nun seçim sürecindeki dijital desteklerden haberdar olduğunu anladım," dedi. Savcılık, Gün'ün bu beyanının önceki ifadeleriyle çeliştiğine dikkat çekti.

MAMİM YAZIŞMALARI VE YÖNLENDİRMELER
2019 yılına ait WhatsApp konuşmalarında Alaçam'ın kullanıcı adının Mamim olduğu belirlendi. Yazışmalarda Alaçam'ın, "Nebil Z. ile görüştüm", "Hemen Necati'yi ara dedi", "Neco Fatih Altaylı'nın programına çıktı" ve "Boğaz içi ön görüşüm için Necoya gönder" gibi mesajları yer aldı. Gün ise "Şimdi bunları atmam doğru olmaz", "Evvela kendi işlerimizi yola sokalım" ve "Bir içeri girelim, sonrası kolay mamim" şeklinde yanıtlar verdi. Savcılık, bu mesajların içeriğiyle ilgili soruya Gün'ün, "Manevi annem Seher Alaçam'ın Sarıyer'deki villasına komşusuyla açılan haksız işgal davasına dair mesajlardır," açıklamasını yaptığını, ancak beyanın dosya kapsamıyla çeliştiğini kaydetti.
WASHINGTON YAZIŞMASI VE YABANCI TEMASLAR
Dosyada, Hüseyin Gün ile Alaçam arasında geçen bir mesajda Gün'ün, "9 Haziran'da Washington'da önde gelen savunma sanayi firması bizim firmayı satın almak için Aaron'u davet etti, tüm masraflarını ödüyorlar. Sadece 'gel bizi gör ve bize sat' diyorlar. İyi şeyler oluyor mamim," ifadelerini kullandığı tespit edildi. Bu görüşmenin ABD merkezli PiiQ Media adlı dijital analiz şirketinin satışıyla ilgili olduğu anlaşıldı. Gün, "Bu şirketi 2022 sonlarına doğru sattık diye hatırlıyorum," dedi. Savcılık, bu yazışmayı "yabancı savunma sanayi çevreleriyle ticari temas" kapsamında özel incelemeye aldı.

İSRAİL VE ABD SEYAHATLERİNDE ÇELİŞKİLİ BEYANLAR
Soruşturma dosyasına yansıyan GPS kayıtları ve dijital veri incelemeleri, Hüseyin Gün'ün yurt dışı temaslarına dair yeni ayrıntılar ortaya koydu. Savcılığın "Konum-1", "Konum-2" ve "Konum-3" başlıklarıyla incelediği bölümlerde Gün'ün İsrail ve ABD ziyaretleriyle ilgili beyanlarında tutarsızlıklar tespit edildi. İlk ifadesinde konum bilgisi sorulan Hüseyin Gün, "Pasaportumu kaybetmemden sebep başvuru amacıyla oradaydım" diyerek resmi bir gerekçe sundu. Ancak bir sonraki konumda, bu kez "ticari ilişki maksadıyla ve bir keresinde düğün için gitmiştim" dedi. Üçüncü konuma dair ifadesinde ise "Amerika Birleşik Devletleri'nde ticari faaliyet yürütmekteydim, toplantılarım vardı, onunla alakalı gitmiştim" açıklamasını yaptı. Savcılık kaynakları, bu üç beyan arasındaki zaman ve amaç farklılıklarının, dijital veri kayıtlarıyla örtüşmediğini belirtti. Özellikle İsrail seyahatiyle aynı döneme denk gelen "ticari ilişki" ifadesinin, daha önce "pasaport başvurusu" olarak açıklanan tarihlerle çakıştığı vurgulandı. Soruşturma makamları, bu çelişkilerin "yurtdışı temaslarının gerçek amacını gizleme girişimi" olup olmadığını araştırıyor.
İBB'DE SUNUM VE "ÖZEL KALEM" YAZIŞMASI
Soruşturma kayıtlarında, Aaron Barr'ın 2 Eylül 2019 tarihli mesajında "Necati Bey, gelecek hafta etkili bir demo yapabilmemiz için aşağıdaki soruların yanıtlarını bilmemiz gerekiyor" dediği görüldü. Mesajda "İBB'nin hangi alanlarıyla ilgileniyorsunuz, eğitim, mülteci meselesi, ulaşım mı?" ifadeleri yer aldı. Gün, bu mesajın "İBB sosyal yardım hizmetlerine dair planlanan sunumla" ilgili olduğunu söyledi. Ancak savcılık, yazışmada geçen "CoS (Chief of Staff)" yani "Özel Kalem Müdürü" ifadesi nedeniyle konunun sadece teknik bir sunumdan ibaret olmadığını değerlendirdi.

"İSTİHBARAT AĞI" VE FETÖ HATTI
2020 yılına ait yazışmalarda Barr'ın Gün'e, "İstihbarat ağını kullan, David Cohen ve NYPD eski başkan yardımcısına ulaş," mesajını gönderdiği görüldü. Gün, bu ağı "ticari faaliyet amaçlı" kullandığını savundu.Yazışmalarda ABD istihbarat çevresinden Bill Studeman ve Rich Haver gibi isimler de geçti. Ayrıca dosyada dikkat çeken bir diğer isim Aytaç Ocaklı oldu. Savcılık kayıtlarında Gün ile Ocaklı arasında 2011 yılına ait telefon ve yüz yüze görüşme trafiği tespit edildi. Gün, bu temasın "maden yatırımıyla ilgili" olduğunu savundu. Ancak güvenlik kaynaklarına göre Aytaç Ocaklı, FETÖ bağlantılı eski savcı Zekeriya Öz'ü yurt dışına kaçıran ekiple temastaydı. Bu nedenle Gün–Ocaklı ilişkisi, örgütsel irtibat şüphesiyle ayrıca soruşturma kapsamına alındı.
DIŞ İSTİHBARAT REHBERİ VE "ESKİ DOSTLAR" AĞI
Savcılığın ön inceleme raporuna göre Gün'ün telefon rehberinde MI6, CIA, GCHQ gibi servislerde görev yapmış çok sayıda üst düzey ismin numarası bulundu. Bu kişiler arasında: Richard Moore, Mark John Spurgeon Allen, Jami Miscik, Joseph Charles French, Brian Scott, Lord Charles Guthrie, Jonathan Shaw ve Christopher Sturgess yer aldı. Ayrıca "Eski dostlar ağı (isimlerden sadece birkaçı)" adlı belgede, Kraliyet mensubu Prens Michael of Kent, Sir Christopher Geidt, Sir Iain Lobban, Rick Ledgett, Phil Reilly, Lord Jonathan Evans, Lord Bernard Hogan-Howe, Guillaume Poupard ve Paddy McGuinness gibi isimlerin bulunduğu tespit edildi. Gün, bu kişileri "iş bağlantısı çerçevesinde tanıdığını" ileri sürdü; ancak savcılık, rehber kayıtlarını "yabancı istihbarat servisleriyle dolaylı irtibat" delili olarak değerlendirdi.

CHEMI PERES, EHUD OLMERT VE MURAT ONGUN DETAYI
Soruşturma tutanaklarına göre Gün'ün rehberinde, eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, yatırımcı Chemi Peres, Aytaç Ocaklı ve Murat Ongun gibi isimler yer aldı. Savcılık, Olmert ve Peres'le iletişim trafiği tespit ederken Gün bu temasları "ticari nitelikte" olarak savundu. Murat Ongun'un numarasını ise "seçim döneminde kaydetmiş olabilirim, görüşmedik" diyerek açıkladı.

HTS KAYITLARI VE MERDAN YANARDAĞ TEMASI
HTS kayıtları, Gün'ün kullandığı GSM hatları ile Necati Özkan ve Merdan Yanardağ arasında arama ve mesaj trafiği bulunduğunu gösterdi. Alaçam'ın 25 Temmuz 2021 tarihli mesajında "Merdan'a yazdım, senin haftaya yurt dışına çıkacağını söyledim" ifadesi yer aldı. Gün, tanışıklığın "manevi annesi" aracılığıyla gerçekleştiğini savundu.

ÇELİŞKİLER VE ETKİN PİŞMANLIK
Savcılık kaynaklarına göre, Hüseyin Gün'ün ifadeleri ve dijital materyallerinde çok sayıda çelişki bulundu. Gün bir yandan verilerin "dark web'den alınmış olabileceğini" söylerken, diğer yandan teknik sistemlerinin "veri toplama kapasitesini" kabul etti. Ayrıca Alaçam'la yazışmalarını "kişisel mesele" olarak açıklaması, soruşturma kapsamındaki dijital belgelerle örtüşmedi. Gün, etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek, "Emniyette verdiğim ifadeler doğrudur, baskı altında değildim," dedi. Savcılık, "Mamim hattı", FETÖ bağlantısı, yabancı istihbarat rehberi ve dark web verilerinin tamamını birlikte değerlendirerek dosyayı genişletti.
İşte casusluktan tutuklanan Hüseyin Gün'ün temas halinde olduğu isimler...

Jami Miscik: ABD'li istihbarat yetkilisi. CIA'in eski İstihbarat Direktör Yardımcısı, daha sonra Kissinger Associates'te CEO olarak görev yaptı.

Field Marshall Lord Charles Guthrie: İngiliz asker, eski Genelkurmay Başkanı.
Alasania Irakli: Gürcistan Savunma Bakanı (25 Ekim 2012 – 4 Kasım 2014) olarak görev yaptı.

Sir Joe French KCB CBE: İngiliz Hava Kuvvetleri generali, üst düzey asker, "Sir" unvanlı.

Brian Scott / Scott Brian: İltisaklı kurumun raporuna göre:
1997–2007 arasında ABD Dış İstihbarat Servisi (CIA) bünyesinde istihbarat memuru olarak çalıştığını belirten ve emekli olması akabinde ABD merkezli Patriot Defense Group ve The Ascendancy Group isimli istihbarat şirketlerinde görevlerde bulunduğu tespit edilmiştir.

FIONA HILL: İltisaklı kurumun raporuna göre:
ABD Ulusal İstihbarat Konseyi'nde istihbarat analisti ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Yardımcı Asistanı olarak 2017–2019 yılları arasında görev yaptığı belirtilmiştir.

Ronen Cohen: İsrailli istihbarat subayı, güvenlik danışmanı.

Martin Howard: İltisaklı kurumun raporuna göre:
GCHQ bünyesinde 2011–2014 yılları arasında Siber Politika ve Uluslararası İlişkiler Direktörü olarak görev yaptı. Ayrıca İngiltere Savunma Bakanlığı'na bağlı Savunma İstihbaratı (Defence Intelligence–DI) Başkan Yardımcısı olarak görev yürüttü.

David Miller (David Charles Miller Jr.): ABD'nin Tanzanya (1981–1984) ve Zimbabve (1984–1986) büyükelçisi. Ayrıca Birleşmiş Milletler, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi ve Başkanlık danışmanlıklarında görev aldı.

Logan Sir David: 1997–2001 yılları arasında Birleşik Krallık'ın Türkiye Büyükelçisi olarak görev aldı.

Smotrich David: İsrail siyasetinde sağcı politikacı. Maliye Bakanı olarak göreve başladı ve aynı zamanda Savunma Bakanlığı'nda da görev aldı.
2025 yılında; Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Norveç gibi ülkeler tarafından, Yerleşim Politikaları ve söylemleri gerekçe gösterilerek yaptırım ve seyahat yasağı uygulanmıştır.

Adam Zarazinski: CEO ve eski ABD Hava Kuvvetleri JAG subayı.

David Meidan / Meidan David: Eski bir Mossad yetkilisidir. Gilad Şalit'in serbest bırakma anlaşması sürecinde İsrail Başbakanı Netanyahu'nun özel temsilcisi olarak görev yaptı. Şalit'in serbest bırakılması karşılığında 1.027 Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını sağladı.
Amir Aviv / Aviv Amir: İsrail Savunma Kuvvetleri'nde (IDF) generalliğe yükselmiş bir emekli askerdir.
Ophir Shoham / Shoham Ophir: İsrailli istihbarat subayı. Savunma Bakanlığı Araştırma ve Silah Geliştirme Kurumu (MAFAT) eski başkanı.

Shaw Lt. Gen Jonathan: İngiliz Ordu Generali (askerî üst düzey, devlet görevlisi).
Takvim Hüseyin Gün'ün ifadesine ulaştı: Casusluk dosyasında “Mamim” hattı! İmamoğlu görüşmesi ve gizli servis trafiği deşifre oldu








